Her sözcüğün bir anlamı vardır. Cümlelerde bazen yazılışı
birbirine benzeyen sözcükler fark edilmeyebilir. Sözcüğün anlamına uygun yerde kullanılmaması
veya yanlış anlama gelecek şekilde kullanılması anlatım bozukluğu olarak
değerlendirilir.
Örnekler
Su
kaynaklarının tükenmesi Türkiye'ye özel bir durum değil.
Cümlede "özel" sözcüğünün yanlış anlamda
kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
Su
kaynaklarının tükenmesi Türkiye'ye özgü bir durum değil.
Bu roman geçen yıl yayınlandı.
Anlatım bozuklukları ile ilgili sorularda "yayın" ve
"yayım" sözcükleri sürekli karşımıza çıkar. "Yayım"; "kitap,
gazete vb. neşriyatla ilgili şeyler" için; "yayın" sözcüğü de
"televizyon, program vb. şeyler" için kullanılır. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
Bu roman geçen
yıl yayımlandı.
Borçlarımız
dışa bağımlı olmamızı sağladı.
Cümlelerde "sağladı, sayesinde" olumlu; "neden
oldu, yüzünden, yol açtı" sözleri olumsuz durumlar için kullanılır.
Bunların cümlelerde birbirlerinin yerine kullanılmaması gerekir. Yukarıdaki
cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Borçlarımız dışa bağımlı olmamıza neden oldu.
Oylamada
bazı mebuslar çekingen davranmış.
Cümlede geçen "çekingen" sözcüğü kendi anlamının dışında
kullanılmıştır. "Çekingen"; "ürkek, tutuk kişi" anlamında
kullanılır. Cümlede "taraf olmayan" anlamında kullanılan
"çekimser" sözcüğü kullanılmalıdır. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Oylamada
bazı mebuslar çekimser davranmış.
Düğün resimlerini kim çekecek.
Yukarıdaki cümlede "resim" sözcüğünün anlamının
dışında kullanıldığını görmekteyiz. "Resim"; "kalem veya fırça
ile bir bez veya kâğıda şekiller çizmek"tir. Burada "görüntü"
anlamı esas olduğu için "fotoğraf" sözcüğü kullanılmalıdır. Cümleyi
şöyle düzeltebiliriz:
Düğün fotoğraflarını kim çekecek?
Öğrenciler
arasında hiçbir ayrıcalık yapmam.
Cümlede "ayrıcalık" sözcüğü yanlış anlamda
kullanılmıştır. "Ayrıcalık", "İmtiyaz, başkalarından üstün
tutulma" demektir. Oysa burada "başkalık, fark" anlamında
kullanılan "ayrım" sözcüğünü kullanmak gerekir. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
Öğrenciler arasında hiçbir ayrım yapmam.
Ayşe gayet iyi çorap dokurdu.
Cümlede geçen "dokumak" sözcüğü yanlış anlamda
kullanılmıştır. "Dokumak"; "tezgahta iplikle bir şeyler
yapmak"; "örmek" ise "elde, iplikle bir şeyler
oluşturmak" demektir. Burada ikinci anlamın olması gerekir. Cümleyi
şöyle düzeltebiliriz:
Ayşe, gayet iyi çorap örerdi.
Bu
büyük apartmanlar birbirine yaklaşık yapılmıştır.
Cümlede geçen "yaklaşık" sözcüğünün yanlış anlamda
kullanıldığını görmekteyiz. "Aşağı, yukarı" anlamını veren
"yaklaşık" sözcüğü yerine; "uzak" sözcüğünün karşıtı olan
"yakın" sözcüğünün kullanılması gerekir.
Bu
büyük apartmanlar birbirine yakın yapılmıştır.
Okulumuzun
başarısını azımsayamazsınız.
"Azımsamak"; "nicel, somut şeyler" için;
"küçümsemek"; "nitelik bildiren durumlar, davranışlar" için
kullanılır. "Başarı" soyut bir kavram olduğundan
"küçümsemek" sözcüğünü kullanmak gerekir. Cümledeki anlatım
bozukluğu şöyle giderilebilir:
Okulumuzun
başarısını küçümseyemezsiniz.
Saçların bir hayli büyümüş.
"Büyümek"; "boyutları artmak, iri olmak"
demektir. İnsanın bedenen ve yaşça geçirdiği süreçtir. Cümlede, "uzun
duruma gelmek" anlamında kullanılan "uzamak" sözcüğünü
kullanmalıyız. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Saçların bir hayli uzamış.
Amerika'da üç yıl öğretim gördü.
Cümlede "öğretim" sözcüğünün yanlış anlamda
kullanıldığını görmekteyiz. "Öğretim"; "ders, tedrisat"
anlamlarına gelir. Burada "gerekli bilgi ve alışkanlıkları kazanmak için
yapılan uğraş" anlamına gelen ve bir süreci kapsayan "öğrenim"
sözcüğünün kullanılması gerekir.
Amerika'da üç yıl öğrenim gördü.
Bahçesine çeşit çeşit fidanlar ekti.
"Ekmek"; "toprakla ilgili üretim, tohum işleri,
toprağa bir şey serpmek" demektir. Cümlede "fidan" söz konusu
olduğu için "cisimleri toprağa dik bir şekilde durdurmak" anlamındaki
"dikmek" sözcüğünün kullanılması gerekir. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
Bahçesine çeşit çeşit fidanlar dikti.
Televizyonda yayımlanan dizilerde oynamaya başladı.
"Yayım"; "kitap, gazete, dergi, yıllık, vb.
neşriyatla ilgili şeyler"; "yayın"; "televizyon, program
vb. şeyler" için kullanılır. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Televizyonda yayınlanan dizilerde oynamaya başladı.
Fiyatlar pahalı olduğundan kimse oraya uğramaz
oldu.
"Pahalı" sözcüğü "somut şeyler" için
kullanılır. "Pahalı elbise, pahalı ev" gibi. "Yüksek elbise,
yüksek domates" bağdaştırması alışılmamış bir bağdaştırmadır. Fiyat,
kavramı için "yüksek" sözcüğü kullanılır. Bu anlatım bozukluğu şöyle
düzeltilebilir:
Fiyatlar yüksek olduğundan kimse oraya uğramaz
oldu.
Çalışmak, başka bir deyimle başarının anahtarı
demektir.
"Deyim"; "çoğunlukla mecaz anlamda kullanılan
kalıplaşmış söz öbekleri" demektir. Burada üslup ile ilgili olduğu için
"söyleyiş veya deyiş" sözcüklerinden biri kullanılabilir. Bu
cümledeki anlatım bozukluğu şöyle düzeltilebilir
Çalışmak başka bir deyişle başarının anahtarı
demektir.
Aldığım özel dersler yüzünden sınavda birinci
oldum.
"Sağladı, sayesinde" sözcükleri olumlu durumlar;
"neden oldu, yüzünden, yol açtı" sözleri olumsuz durumlar için
kullanılır. Bunların birbirlerinin yerine kullanılması anlatım bozukluğuna
neden olur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Aldığım özel dersler sayesinde sınavda birinci oldum.
Evdeki oksijen azaldıkça adamın nefes alışı
gittikçe güçleniyordu.
Güçlenmek; "mevcut durumdan daha iyi duruma gelmek,
kuvvetlenmek" anlamındadır. Burada ise "güç bir durumla karşılaşmak,
zorlaşmak" anlamı vardır. Yani "güçleşmek". Bu anlatım bozukluğu
şu şekilde giderilebilir:
Evdeki oksijen azaldıkça adamın nefes alışı gittikçe güçleşiyordu.
Herkesin gözü önünde parasını zorla çaldılar.
"Çalmak"; "Başkasına ait olan bir şeyi gizlice
almak, hırsızlık etmek" demektir. Oysa burada göz önünde, aleni, açıkta
yapılan bir eylem söz konusudur. Cümle şöyle düzeltilebilir:
Herkesin gözü önünde parasını zorla aldılar.
Kazandıkları
paralar mutluluklarına yol açtı.
"Sağladı, sayesinde" sözcükleri olumlu durumlar;
"neden oldu, yüzünden, yol açtı" sözleri de olumsuz durumlar için
kullanılır. Cümledeki anlatım bozukluğunu şöyle düzeltebiliriz:
Kazandıkları
paralar mutluluklarını sağladı.
1984'lü yıllarda ülkede bir kaos yaşanmış.
Cümlede bahsedilen tarih belli olduğu için
"yıllarda" sözcüğü kullanılamaz. Örneğin 2000'li yıllar denilebilir
ama 2001'li yıllar denilemez. Cümledeki anlatım bozukluğunu şöyle
giderebiliriz:
1984'te ülkede
bir kaos yaşanmış.
Adam sınıfa girer girmez kendini bize tanıştırdı.
Cümlede geçen "tanıştırma" sözcüğü yanlış anlamda
kullanılmıştır. "Tanıştırma" başkası tarafından yapılır. Burada
kendi kendini tanıtmaktan bahsedildiği için "tanıtmak" fiilinin
kullanılması gerekir. Cümledeki anlatım bozukluğunu şöyle düzeltebiliriz:
Adam
sınıfa girer girmez kendini bize tanıttı.
Her yıl 18 Mart'ta Çanakkale Şehitleri Günü kutlanır.
"Ölüm"ün söz konusu olduğu yerlerde kutlama olmaz.
Şairler, devlet adamları vb. kişiler için ölüm yıl dönümlerinde kutlama
yapılmaz. Bunun için; "Birini akla getirerek sözünü etmek veya onu
düşünmek, hatırlamak" anlamındaki "anma" sözcüğü kullanılır. Cümleyi
şöyle düzeltebiliriz:
Her yıl 18 Mart'ta Çanakkale şehitleri anılır.
Giydiği atkı herkesin dikkatini çekmişti.
"Giymek"; "örtünmek amacıyla vücuda bir şeyi
geçirmek" demektir. Gömlek, etek, takım elbise vb. şeyler giyilir. Atkı,
"örtmek" işlevini görmediğinden atkı için "takmak" eylemini
kullanırız. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Taktığı atkı
herkesin dikkatini çekmişti.
Bazı ilaçlar vücudun bağımlılık sistemine zarar veriyor.
"Bağımlılık"; "bir başka şeye bağlı olma
koşulu" demektir. Cümlede yanlış anlamda kullanılmıştır. Cümlede;
"mikroplara karşı aşı veya doğal yol ile gerçekleşen direnç
durumu" anlamındaki "bağışıklık" sözcüğünü kullanmak
gerekir. Cümle şöyle düzeltilebilir:
Bazı ilaçlar vücudun bağışıklık sistemine zarar veriyor.
Maçın sonucunda futbolcular birbirine girdi.
"Sonuç" sözcüğü cümlede yanlış anlamda kullanılmıştır.
"Sonuç"; "Sürmekte olan veya biten bir yarışmanın veya spor
karşılaşmasının sayı bakımından durumu, skor" demektir. Bu da rakamlarla
ifade edilen bir durumdur. Burada; "Bir şeyin en arkadan gelen bölümü,
bitimi, nihayet, akıbet" anlamındaki "son" sözcüğünün
kullanılması gerekir. Cümlenin doğrusunu yazacak olursak:
Maçın sonunda futbolcular birbirine girdi.
"Sabahın seheri" sözcüğü bir belirtili isim
tamlamasıdır.
"Sabahın seheri" bir sözcük değil sözcük grubudur. Yani
birden fazla sözcükten oluşmuş bir belirtili isim tamlamasıdır.
"Sözcük" yerine "söz öbeği, söz grubu, kelime grubu, vb."
sözler kullanılmalıdır.
Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekillerde giderilebilir:
"Sabahın seheri" söz
grubu bir belirtili isim
tamlamasıdır.
"Sabahın seheri" söz
öbeği bir belirtili isim
tamlamasıdır.
"Sabahın seheri" kelime
grubu bir belirtili isim tamlamasıdır.
Büyüklere olan saygınlığınız sürekli olsun.
"Saygınlık"; "itibar, itibarlı, değerli"
anlamlarında kullanılan bir sözcüktür. İnsanlara saygınlık gösterilmez. Bunun
yerine "özel önem verme" anlamına gelen "saygı" sözcüğü
kullanılır ve insanlara saygı gösterilir. Cümledeki anlatım bozukluğu
şöyle giderilebilir:
Büyüklere olan saygınız sürekli olsun.
Arkadaşı
İstanbul'da marangozculuk yapıyor.
Meslek ismi anlamında "marangoz" sözcüğü kullanılır.
"Marangozluk"; bir meslek ismi olup "marangozun işi ve
zanaatı" anlamına gelmektedir. "Marangozculuk" diye bir meslek
yoktur. "-cu" eki gereksizdir. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle
giderilebilir:
Arkadaşı İstanbul'da marangozluk yapıyor.
Camdan yankılanan ışık gözlerimizi kamaştırdı.
"Yankı" "sesin bir yere çarpmasıyla oluşan ikinci
bir ses" demektir. Cümlede; "bir yüzeye çarparak yön değiştiren"
anlamında bir sözcüğün kullanılması gerekir ki o da "yansıma" sözcüğüdür.
Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Camdan yansıyan ışık gözlerimizi
kamaştırdı.
Bu
yapının Osmanlılara ait olma oranı yüksek.
Cümlede "oran" sözcüğü yanlış anlamda kullanılmıştır.
"Oran"; "iki şeyin birbirini tutması" demektir. Burada bir
ihtimalden bahsediliyor. O da "olabilirlik" anlamındaki
"olasılık" sözcüğüdür. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle
giderilebilir:
Bu
yapının Osmanlılara ait olma olasılığı yüksek.
Tabaka havuzun üstünü olduğu gibi kapsamıştı.
"Kapsamak"; "sınırları içinde yer alan, içine
alan" anlamında kullanılan bir sözcüktür. Cümlede "her tarafı
örtmek" anlamına gelen "kaplamak" sözcüğünün kullanılması
gerekir. Doğru cümleyi yazmak gerekirse:
Tabaka havuzun üstünü olduğu gibi kaplamıştı.
Öğrencilerin sayısının kalabalık olması bu sonucu
doğuruyor.
Öğrencilerin sayısı, kalabalık olmaz. Öğrenciler,
"kalabalık" olabilir. Cümlenin doğru yazımı:
Öğrencilerin kalabalık olması bu sonucu doğuruyor.
Teknoloji ne kadar artarsa da el emeğinin önemi
azalmıyor.
"Artmak"; "çoğalmak" anlamında kullanılan bir
sözcüktür. Teknoloji için "gelişme" ve "ilerleme"
kavramları kullanılır. Cümlenin doğru yazımı:
Teknoloji ne kadar ilerlese de el emeğinin önemi
azalmıyor.
Yemeğini erken yemesi gerektiği halde, hasta
bu yasağa uymuyor.
"Yemeği erken yemek"; bir yasak değil, bir kuraldır.
Dolayısıyla "yasak" sözcüğü yerine "kural" sözcüğünü
kullanmak gerekir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Yemeğini erken yemesi gerektiği halde, hasta bu kurala uymuyor.
Bu kazada can kaybı yaşanmadı.
"Yaşamak" "hayatını sürdürmek" anlamındadır.
Bu söz, cümlenin anlamına uygun düşmemiştir. Bunun yerine "olmak"
sözcüğü kullanılabilir. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Bu kazada can kaybı olmadı.
Her anne en az bir çocuk sahibi olmak ister.
"Anne"; "çocuğu olan kadın, valide" demektir.
Yani anne "en az bir çocuk sahibi kadın" demektir. Cümlede
"anne" sözcüğünün yanlış anlamda kullanılması söz konusudur.
Cümledeki "anne" sözcüğünün yerine "kadın" sözcüğü
gelmelidir. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Her kadın en az bir çocuk sahibi olmak ister.
Ayrıca bakınız
Anlam Bakımından Anlatım Bozuklukları-Bağdaşıklık
Duruluk İlkesine Aykırılık (Gereksiz Sözcük Kullanmak)
Yerinde Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler (Sözün Yanlış Yerde Kullanılması)
Zamir Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları (Anlam Belirsizliği)
Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması
Yapısı Yanlış Sözcük Kullanmak
Yardımcı Eylemleri Gereksiz Kullanmak
Yapı Bakımından Anlatım Bozuklukları-Bağlaşıklık
Özne Yüklem Uygunluğuna Aykırı Yanlışlıklar
Öğe Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları
Ek Yanlışları (Tamlayan Eki Eksikliği)
Yardımcı Eylem, Eylemsi Eksikliği vb. Yanlışlıklar
Anlatım Bozuklukları Konu Testleri
Anlatım Bozuklukları Konu Anlatımı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder