Bir cümlede aynı anlama gelen sözcüklerin birlikte
kullanılmasıdır. Bir sözcüğün anlamını cümlede karşılayan başka sözcük varsa o
sözcük gereksizdir.
Duruluk İlkesine Aykırılık Örnekler
Arkadaşınız henüz daha eve gitmemiş.
Cümlede geçen "henüz" ve "daha" sözcükleri aynı
anlama geldiğinden cümlede anlatım bozukluğu oluşmuştur. Cümle şu şekillerde
düzeltilebilir:
Arkadaşınız
henüz eve gitmemiş.
Arkadaşınız
daha eve gitmemiş.
Kulağıma eğilerek alçak sesle bir şeyler fısıldadı.
Yukarıdaki cümleyi anlatım bozuklukları açısından incelediğimizde
"fısıldamak" sözcüğünün, yanlış anlamda kullanıldığını görmekteyiz.
Cümlede geçen "fısıldamak" sözcüğü "başkalarının duyamayacağı
şekilde alçak sesle konuşmak" anlamını içerir. "Alçak ses" söz
grubu cümlede gereksiz kullanılmıştır. Cümle, şu şekillerde düzeltilebilir:
Kulağıma
eğilerek alçak sesle bir şeyler söyledi.
Kulağıma
eğilerek bir şeyler fısıldadı.
Muhatabından saygı ve hürmet bekliyordu.
Cümlede eş anlamlı sözcükler bir arada kullanılmıştır. Bu da
anlatım bozukluğu oluşturmuştur. Cümle, şu şekillerde düzeltilebilir:
Muhatabından saygı görüyordu.
Muhatabından
hürmet görüyordu.
Bu yol yaya yürümekle bitecek gibi değil.
Yukarıdaki cümledeki "yaya" kelimesi ile "yürümek"
anlaşıldığından ikisinin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol
açmıştır. Cümledeki yanlışlık şöyle düzeltilebilir:
Bu yol
yürümekle bitecek gibi değil.
Geçmişteki hatıraları bir
bir anlattı.
Cümlede "hatıra" ve "geçmiş" sözcüklerinin
birlikte yer alması anlatım bozukluğuna neden olmuştur. "Hatıra";
"geçmişte kalan şeyler"e denir. Cümle, şöyle düzeltilebilir:
Hatıraları bir bir anlattı.
Uygun ve müsait bir zamanda gel, konuşalım.
Eş anlamlı sözcüklerin bir arada kullanılması cümlelerde anlatım bozukluğu
oluşturur. Cümlede geçen "uygun" ve "müsait" sözcükleri de
eş anlamlıdır. Cümle, şu şekillerde düzeltilebilir:
Uygun bir
zamanda gel, konuşalım.
Müsait bir
zamanda gel, konuşalım.
Onunla ilk tanışmamız bir hayli ilginçti.
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından incelediğimizde cümledeki
"ilk" sözcüğünün gereksiz olduğu görülür. "Tanışma"nın
ikincisi, üçüncüsü olamadığı için "ilk" sözcüğünü cümlede kullanmaya
gerek yoktur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Onunla
tanışmamız bir hayli ilginçti.
Gece uyurken gördüğü rüyadan çok etkilenmişti.
"Rüya" ve "uyurken" sözcüklerinin bir arada
kullanılması anlatım bozukluğu oluşturmuştur. "Rüya" uykudayken
gerçekleşen bir hadisedir. Uyanık olduğumuzda rüya göremediğimize göre cümlede
geçen "uyurken" sözcüğü gereksizdir. Cümle şöyle düzeltilebilir:
Gece gördüğü
rüyadan çok etkilenmişti.
Türkçede, Arapça ve Farsça dillerinden gelmiş sözcükler
var.
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından incelediğimizde
"dillerinden" kelimesinin gereksiz olduğu görülür. "Arapça"
ve "Farsça" zaten birer dil ismidir. "ça" ekiyle bu sağlanmıştır.
Cümlede "dil" sözcüğü gereksiz kullanılmıştır. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
Türkçede,
Arapça ve Farsçadan gelmiş sözcükler var.
Hazır formüllerle yetinmemek lazımdır.
"Formül" sözcüğü "hazır olan, hazırlanmış"
anlamına gelir. "Hazır" sözcüğünün cümlede kullanılması gereksiz
olduğundan anlatım bozukluğu oluşmuştur. Cümle şöyle düzeltilebilir:
Formüllerle
yetinmemek lazımdır.
Gizli sırlarımı aşikâr etme.
Anlatım bozuklukları açısından cümleyi değerlendirdiğimiz zaman
"gizli" kelimesinin gereksiz olduğu anlaşılmaktadır. "Sır";
"gizli kalan, gizli tutulan şey" demektir. Dolayısıyla
"gizli" sözcüğü gereksiz kullanılmıştır. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
Sırlarımı
aşikâr etme.
Olanları bana kendi ağzıyla itiraf etti.
Cümlede geçen "itiraf etmek" sözü "Başkaları
tarafından bilinmesi sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip
açıklama" anlamındadır. Yani "itiraf etmek" insanın kendi
ağzıyla olur. Dolayısıyla "kendi ağzı" kelime grubu gereksizdir.
Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Olanları, bana itiraf etti.
Yaşanmış deneyimler bize çok şey öğretti.
"Deneyim" ve "yaşanmış" sözcüklerinin birlikte
kullanılması anlatım bozukluğuna neden olmuştur. "Deneyim"
kelimesinin sözlük anlamı; "Bir kimsenin belli bir sürede veya hayat boyu
edindiği bütün bilgiler"dir. Cümlede geçen "yaşanmış" sözcüğü
gereksizdir.
Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Deneyimler
bize çok şey öğretti.
Beyaz kar taneleri çocukları çok sevindirdi.
"Kar taneleri" zaten beyazdır. Başka renkte kar tanesi
yoktur. "Beyaz" sözcüğü cümlede gereksiz kullanıldığından anlatım
bozukluğu oluşmuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Kar taneleri
çocukları çok sevindirdi.
Davranışı bize dostça gibi gelmemişti.
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından incelediğimizde
"dostça" sözcüğündeki "ça" ekinin "gibi"
sözcüğünün anlamını da içerdiği görülür. Cümlede geçen "gibi" edatı
gereksizdir. Cümleyi şu şekilde düzeltebiliriz:
Davranışı bize
dostça gelmemişti.
Öğretmen, sınıfın boyu en kısa öğrencisini arkaya oturtmuş.
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından
incelediğimizde; "boy" sözcüğünün "kısa" sözcüğünün
anlamını da içerdiğini görmekteyiz. Cümlede geçen "kısa" sözcüğü
gereksizdir. Bu da anlatımı bozmuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Öğretmen,
sınıfın en kısa öğrencisini arkaya oturtmuş.
İki oyuncudan en uzunu sakatlanmıştı.
Cümledeki
"en" sözcüğünün gereksiz olduğunu görmekteyiz. "En"
sözcüğü; en az "üç" unsurun olduğu yerlerde kullanılır. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
İki oyuncudan
uzunu sakatlanmıştı.
Niçin böyle yüksek sesle bağırıyorsun ki?
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından incelediğimizde cümledeki
"yüksek sesle" söz grubunun gereksiz olduğunu görmekteyiz.
"Bağırmak"; "yüksek ve gür ses çıkarmak, yüksek sesle konuşmak"tır.
Aynı anlamlı sözcüklerin bir arada kullanılması anlatımı
bozmuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Niçin böyle
bağırıyorsun ki?
Aralarındaki mevcut anlaşmazlık giderek büyüyor.
"Mevcut"
sözcüğü gereksiz kullanılmıştır. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Aralarındaki anlaşmazlık giderek büyüyor.
Ekonomik ve iktisadi problemler ne zaman çözülecek.
Yukarıdaki cümlede eş anlamlı sözcüklerin birlikte
kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
Ekonomik
problemler ne zaman çözülecek.
İktisadi
problemler ne zaman çözülecek.
Biz,
onlara iki günde bir, gün aşırı giderdik.
"İki günde bir" ve "gün aşırı" söz öbeklerinin
birlikte kullanılmış olması anlatımı bozmuştur. İkisi de "sık sık"
anlamına gelmektedir. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Biz, onlara
iki günde bir giderdik.
Biz, onlara
gün aşırı giderdik.
Yalnız ne var ki siz, bizi anlamak istemiyorsunuz.
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından incelediğimizde
"yalnız" sözcüğü ve "ne var ki" söz öbeğinin aynı anlama
geldiğini görmekteyiz. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Yalnız siz
bizi anlamak istemiyorsunuz.
Ne var ki siz
bizi anlamak istemiyorsunuz.
Adam çatıdan az kalsın düşeyazdı.
"Düşeyazmak"; yaklaşma ifade eden kurallı birleşik bir
fiil olup "az kalsın" anlamına gelmektedir. "Az kalsın" söz
grubunun da bu sözcükle birlikte kullanılmış olması anlatım bozukluğu
oluşturmuştur. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Adam çatıdan
düşeyazdı.
Adam az kalsın
düşüyordu.
Seninle bu yüzden dolayı konuşmak istemiyorum.
"-den" eki ile "dolayı" sözcüğünün cümlede
birlikte kullanılması anlatımı bozmuştur. "Dolayı" sözcüğü
gereksizdir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Seninle bu yüzden konuşmak istemiyorum.
Dün gece sıcaklık sıfırın altında eksi on dereceydi.
Cümlede geçen "sıfırın altı" söz öbeği ile
"eksi" sözcüğü aynı anlama gelmektedir. "Sıfırın altı", "eksi"
sözcüğünün anlamını da içerir.
Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Dün gece
sıcaklık sıfırın altında on dereceydi.
Dün gece
sıcaklık eksi on dereceydi.
Hava kirliliğinin nedenlerinden biri de yeşil
alanların azlığındandır.
"Nedenlerinden" sözcüğünün "-dan" ekiyle aynı
cümlede yer alması anlatımı bozmuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Hava kirliliğinin nedenlerinden biri de yeşil alanların
azlığıdır.
Bence bu yazı Furkan Sarıkaya'nın olmalı.
Cümlede "bence" ve "olmalı" sözcükleri ihtimal
bildirdiğinden ve aynı cümlede yer aldığından anlatım bozukluğuna neden
olmuşlardır. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Bence bu yazı
Furkan Sarıkaya'nın (dır).
Bu yazı Furkan
Sarıkaya'nın olmalı.
Bu
konudaki iftiralar tamamen uydurmadır.
"İftira" ve "uydurma" sözcüklerinin bir cümlede
geçmesi anlatım bozukluğu oluşturmuştur. "İftira"; "Bir kimseye
kasıtlı ve asılsız suç yükleme veya uydurulmuş şey" demektir. Cümleyi
şu şekillerde düzeltebiliriz:
Bu konudakiler tamamen iftiradır.
Bu konudakiler
tamamen uydurmadır.
Sizi ziyarete bir daha yeniden geleceğim.
Cümlede aynı anlama gelen sözcüklerin bir arada kullanılmasından kaynaklanan
bir anlatım bozukluğu vardır. "Bir daha" söz öbeği ve
"yeniden" sözcüğü aynı anlama gelmektedir. Cümleyi şu şekillerde
düzeltebiliriz:
Sizi ziyarete bir daha geleceğim.
Sizi ziyarete
yeniden geleceğim.
Mazide kalmış o eski günleri unutur muyum?
"Mazi"; "geçmiş" anlamına gelir. Öyleyse her iki sözcükten
birisi cümlede yer almalıdır. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Mazide kalmış o günleri unutur muyum?
O eski günleri
unutur muyum?
Hiç
olmazsa bu soruyu doğru yapsaydın bari.
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından incelediğimizde "hiç
olmazsa" söz öbeği ile "bari" kelimesinin bir arada
kullanıldığını görmekteyiz. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Hiç olmazsa bu
soruyu doğru yapsaydın.
Bari bu soruyu
doğru yapsaydın.
En güç ve zor şartlarda bile okula gitti.
"Güç" ve "zor" sözcükleri aynı anlama
gelmektedir. İkisinin bir cümlede geçmesi anlatım bozukluğuna neden
olmuştur. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
En güç şartlarda bile okula gitti.
En zor
şartlarda bile okula gitti.
Sanırım evimize gelen Mustafa olsa gerek.
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından
incelediğimizde; "sanırım" sözcüğü ile "olsa gerek"
söz öbeğinin ihtimal bildirdikleri halde aynı cümlede yer aldığı
görülmektedir. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Sanırım evimize gelen Mustafa'dır.
Evimize gelen
Mustafa olsa gerek.
Beklenmedik o güzel sürpriz onu duygulandırdı.
"Sürpriz"; "beklenmedik zamanlarda yapılanlar,
şaşırtı" anlamlarına gelmektedir. "Beklenmedik" sözcüğü cümlede
gereksiz kullanıldığından anlatım bozukluğu oluşmuştur. Beklenilen şey zaten
sürpriz olmaz. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
O güzel
sürpriz bizi duygulandırdı.
Arkadaşıyla
yıllardır karşılıklı mektuplaşıyor.
"Mektuplaşmak" karşılıklı yapılan işteş bir eylemdir.
"Karşılıklı" sözcüğünün ayrıca kullanılması gereksizdir. "Mektuplaşmak"
sözcüğünün işteş fiil olduğunu bilen buradaki anlatım bozukluğunu daha çabuk
görecektir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Arkadaşıyla
yıllardır mektuplaşıyor.
Kazada
hayatını kaybedenlerin cansız bedenleri ortada duruyordu.
"Hayatını kaybeden kişilerin bedenleri" haliyle
"cansız" olur. Anlatım bozuklukları ile ilgili şu kuralı unutmayalım.
Eğer bir söz cümleden çıkarıldığında cümle var olan anlamından bir şey
kaybetmiyor ve şeklen bozulmuyorsa o söz gereksizdir. Bu cümleden
"cansız" sözcüğünü çıkarıp cümleyi yeniden yazalım: "Kazada
hayatını kaybedenlerin bedenleri ortada duruyordu." Cümle anlamını
korumuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Kazada
hayatını kaybedenlerin bedenleri ortada duruyordu.
Biz, sanayi ürünlerini dışarıdan ithal ediyoruz.
"İthal" sözcüğü, "dışarıdan, başka bir ülkeden
alınan" demektir.
Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Biz, sanayi
ürünlerini ithal ediyoruz.
Bu yıl yurt dışına yapılan ihracat bir hayli arttı.
"İhracat"; "yurt dışına başka bir ifadeyle bir
ülkeden diğerine yapılan her türlü satım" demektir. "Yurt dışı"
söz öbeği ile "ihracat" sözcüğünün bir arada kullanılması anlatım
bozukluğuna yol açmıştır. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Bu yıl ihracat
bir hayli arttı.
ÖSS sınav takvimi açıklandı.
Anlatım bozuklukları sorularında kısaltmaların açılımına da dikkat
etmek gerekir. "ÖSS"; "öğrenci seçme sınavı" demektir.
"Sınav" sözcüğünü kullanmak gereksizdir. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
ÖSS takvimi
açıklandı.
Adam tam üç saat süre ile oradakilerle uğraşmış.
"Üç saat" sözcük grubu cümlede süreyi belirtmektedir.
"Süre ile" edat grubunun cümlede gereksiz kullanılması anlatım
bozukluğuna neden olmuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Adam tam üç
saat oradakilerle uğraşmış.
İşte bu yüzden dolayı sizleri buraya toplamış
bulunuyoruz.
Anlatım bozuklukları sorularında "dolayı" sözcüğü çok
fazla karşımıza çıkmaktadır. Cümlede "bu yüzden" söz öbeği ile
"dolayı" sözcüğünün birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna neden
olmuştur. İkisi de aynı anlama gelmektedir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
İşte bu yüzden
sizleri buraya toplamış bulunuyoruz.
Muğla yöresindeki çıkan yangınlar söndürüldü.
Yukarıdaki cümlede "ki" eki "çıkan" sözcüğünü;
"çıkan" sözcüğü de "ki" ekini işlevsiz
kılmıştır. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Muğla
yöresinde çıkan yangınlar söndürüldü.
Muğla
yöresindeki yangınlar söndürüldü.
Bu davranışın doğruluğu insandan insana göre değişir.
Cümlede geçen "göre" edatı anlatım bozukluğuna neden
olmuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Bu davranışın
doğruluğu insandan insana değişir.
Ne demektir Mustafa "lirizm"in anlamı?
Cümlede "lirizm"in anlamı sorulmaktadır. "Lirizm'in
anlamı ne demektir?" değil de "lirizm ne demektir?" şeklinde
sorulması gerekir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Ne demektir
Mustafa lirizm?
İbrahim
yanındakine: "Senden büyük ablan var mı?" diye sordu.
Cümlede geçen "abla" sözcüğünün anlamı: "Bir
kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi"dir. Dolayısıyla
"abla" sözcüğü ile "senden büyük" sözcüklerinin birlikte
kullanılması anlatımı bozmuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
İbrahim
yanındakine: "Ablan var mı?" diye sordu.
Stresten dolayı kaynaklanan bir hastalık var.
Cümlede geçen "dolayı" sözcüğü gereksiz kullanılmıştır.
"Dolayı" sözcüğünü cümleden çıkardığımızda cümlenin anlamında bir
daralma olmaz. "Stresten" sözcüğündeki "-ten" eki zaten bu
anlamı içermektedir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Stresten
kaynaklanan bir hastalık var.
Çeşitli kurumlara karşılıksız bağış
yapıldı.
"Bağış" ve "karşılıksız" sözcüklerinin
birlikte kullanılması anlatım bozukluğu oluşturmuştur. "Bağış"
sözcüğü zaten" hibe, bedavaya bir şeye sahip olma" anlamına
gelmektedir. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Çeşitli kurumlara bağış yapıldı.
Ayrıca bakınız
Anlam Bakımından Anlatım Bozuklukları-Bağdaşıklık
Sözcükleri Birbiriyle Karıştırma-Yanlış Anlamda Kullanma
Yerinde Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler (Sözün Yanlış Yerde Kullanılması)
Zamir Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları (Anlam Belirsizliği)
Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması
Yapısı Yanlış Sözcük Kullanmak
Yardımcı Eylemleri Gereksiz Kullanmak
Yapı Bakımından Anlatım Bozuklukları-Bağlaşıklık
Özne Yüklem Uygunluğuna Aykırı Yanlışlıklar
Öğe Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları
Ek Yanlışları (Tamlayan Eki Eksikliği)
Yardımcı Eylem, Eylemsi Eksikliği vb. Yanlışlıklar
Anlatım Bozuklukları Konu Testleri
Anlatım Bozuklukları Konu Anlatımı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder