17. yüzyılda Hindistan'a seyahat eden İran şairlerinin başlattıkları akımın adıdır. Sebkihindi Akımı Hindistan'da Babürlü hükümdarların saraylarında Farsça yazan ozanlar tarafından geliştirilmiştir.
17. yüzyıldan başlamak üzere etkili olan bu akım bazı şairlerimizde bütün özellikleriyle görülmüş bazılarında ise kısmi etkiye neden olmuştur. Bu akım, edebiyatımıza konu, dil ve ifade zenginliği getirmiştir.
Sebkihindi Akımı'nda şairlerin temel amacı
daha önce söylenmemiş anlamları ve mazmunları bulmak olmuştur. 17. yüzyıl Divan
Edebiyatı'nda Naili, Nef'i ve Neşati; 18. yüzyılda Şeyh Galip bu akımın divan
şiirindeki önemli temsilcileridir. Ayrıca Nebî, Şehrî, İsmetî, Fehîm-i Kadîm ve
Nedîm de Sebkihindi Akımı'nın diğer önemli temsilcileridir.
- Türk edebiyatına ses, kafiye ve yeni kelime bulma
açısından önemli etkileri olmuştur.
- Sebkihindi (Hint Tarzı) Akımı'nda anlam söze
tercih edilmiştir. Anlamın ince ve zarif olmasına özen gösterilmiştir.
Diğer üsluplara göre son derece grift bir mana söz konusudur. Bu nedenle
Saib-i Tebrizi, "İnce anlamlar bulabilmek için kıl gibi
inceldim." demiştir.
- Şiiri şiir yapan unsur olarak hayal unsurunu
görmüşlerdir. Gerçek yerine hayale; akıl yerine muhayyileye önem
vermişlerdir. Yani hayal içinde hayaller meydana getirmişlerdir. Bu da
şiirlerin anlaşılmasını zorlaştırmıştır.
- Sebkihindi Akımı'nı benimseyen şairlerde
başarısızlık ve hayal kırıklığının bir sonucu olarak ıstırap ve
kötümserlik ön plandadır. Yani bunlar, dış âlemden iç âleme, insanın içine
yönelmişlerdir. İnsanın ruhundaki çırpınış, bunun sebep olduğu acı ve
üzüntüler şiirin konusu olmuştur.
- Mübalağaya aşırı derecede başvurulmuştur. Bu da
aşırı hayalciliğin bir sonucudur.
- Şairler, günlük yaşamdan uzaklaşmışlardır.
- Sebkihindi Akımı'nda söz oyunlarının yerine anlam
yoğunluğu ve çok anlamlılık esas alınmıştır.
- Sebkihindi Akımı şairleri Divan şiirinde
kullanılan klasik mazmunları terk edip yeni mazmunlar ve hayaller
geliştirmek için tabiata yönelmişlerdir. Daha önce söylenmemiş
kullanılmamış yeni mazmunlar bulma çabası içine girmişlerdir. "Bikr-i
mazmun" yani "daha önce hiç kullanılmamış mazmun"
Sebkihindi Akımı'nda önemli bir özellik olarak karşımıza çıkar.
- Mecaz ve imgelerle dolu bir dil tercih
edilmiştir. Özellikle işitilmemiş yeni hayallere dayalı mecazlar
kullanılmıştır.
- Sebkihindi Akımı temsilcileri duyu aktarımına
önem vermişlerdir.
- Açık, anlaşılır, düz anlatımdan uzaklaşmışlardır.
Sebkihindi Akımı şairlerinin dili ince, nazik ve süslü bir dildir.
Üsluplarında sürekli yeni kelimeler bulma çabası içine girmişlerdir. Örnek
olarak; "Şevkuz ki dem-i bülbül-i şeydâda nihânuz / Hûnuz
ki dil-i gonçe-i hamrâda nihânuz" dizelerini gösterebiliriz.
- Sebkihindi Akımı temsilcileri tamlamalara da çok
fazla yer vermişlerdir. Dizenin tamamının bir terkipten (tamlama) oluştuğu
anlatıma da rastlanır. Özellikle zincirleme tamlamalar çok fazla
kullanılmıştır.
- Sebkihindi Akımı temsilcileri şiirlerinde redife
sıkça yer vermişlerdir.
- Sebkihindi Akımı'nı benimseyen şairlerin dili
diğerlerine nispeten daha ağırdır.
- Şiirin her mısrasında bir iç musiki ve
ahenk sağlamak bu akımda önemlidir.
- Şairler, gördüklerini olduğu gibi aktarmamış;
gördükleri şeylerin zihindeki yansımalarına değinmişlerdir.
- Sebkihindiciler teşhis sanatını çok fazla
kullanmışlardır.
- Sebkihindi Akımı şairleri, karşıt durumların
birbirine olan ilişiği olan tezata da sıkça başvurmuşlardır.
- Sebkihindi Akımı'nda tasavvuf yoğun olarak
işlenmiş, sanatçılar, tasavvufu bir amaç olarak değil bir araç olarak
görmüşlerdir. Bu akımda tasavvuf, anlamı güçleştiren bir unsur olarak yer
alır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder