Bir dönemin mevcut sosyal, dini ve toplumdaki duygu, terennüm, anlayış ve zevklerin hepsine zihniyet denir. Türkçe karşılığı "anlayış"tır. Bunun şiirdeki yansıması da şiirde zihniyet olarak adlandırılır. Zihniyet, aynı zamanda bir toplumun üyelerinin ortak tutumunu yansıtır.
Bir devrin zihniyetiyle edebi eserleri arasında bir ilişki, iletişim söz konusudur. Şairin şirini yazdığı dönemde hâkim olan düşünce yapısıdır zihniyet. Şair, az veya çok dönemindeki zihniyet yapısından etkilenir ve bunu eserlerine yansıtır. Örneğin bizim toplumumuzda "din" edebiyatın devirlere ayrılmasında bir ölçüt olarak kullanılmıştır.
Dönemlerin siyasi ve sosyal olayları, sanat zevki, sanat anlayışları, maddi ve manevi kültür öğeleri, inanç sistemleri, insan ilişkileri, ticari hayatı, eğitim etkinlikleri dönemin şiir zihniyetini de etkiler.
"Bir dönemin şiiri" denilirken de zihniyet kastedilir. Divan şiiri, halk şiiri, çağdaş şiir gibi. Bir şiirde dönemin zihniyetiyle ilgili unsurları şiirdeki içerikte bulabiliriz. Dil ve anlatım dahi dönemin zihniyetinden etkilenir.
Şiirimiz zihniyet değişimi açısından çok önemli iki aşama geçirmiştir. Bu aşamalar "İslamiyet'in kabul edilmesi" ve "Batı medeniyetine yöneliş" aşamalarıdır. Bu dönemleri ortaya çıkaran dönemlerdeki mevcut zihniyet anlayışıdır. Yani dönemlerde hâkim olan duygu, anlayış ve zevktir. Bu dönemlerde şairlerin birçoğunun eserlerinin içeriği ve dili birbirine benzemektedir.
İslamiyet'ten önceki Türk şiirinde hâkim olan zihniyet o dönemin atlı göçebe kültürü, Şamanizm, Maniheizm, Budizm dinleri, tamamen milli ve yerli olan düşünce yapısıdır.
Örnek 1
Keldi esin esneyü
(Koşuk)
Açıklama: Şiirde milli ve yerli unsurlar ile
şiirin dili o dönemin zihniyeti hakkında bilgi verir.
Örnek 2
ALTUN YARUK
Yagız yir bütürü tepreyür
Bulung yıngak kararıp
Ölez boltı kün tengri
(Yağız yer bütünüyle sarsılıyor,
Irmaklar, dağlarla beraber
Köşe bucak kararıp
Sönüp gitti Gün Tanrı.)
Köktin tüşer tengridem
Hua çeçekler bulgaşu
Odgurak erki inimizning
Et'özin titmek belgüsi
(İlahi gökten düşüyor
Güller ve çiçekler peşi sıra;
Acaba bunlar kardeşimizin
Vücudunu feda işaretleri midir?)
Açıklama: Metnin Budist bir anlayışla yazılmış
olması, milli unsurlar taşıması şiirin dönemiyle ilgili zihniyeti yansıtır.
İslami Dönem Türk şiirinde "İslamiyet" en önemli özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu devirde dilin Arapça sözcük ve terkiplerle dolu olması da dönemin zihniyetini yansıtması açısından bir ipucudur.
Örnek
SU KASİDESİ
Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
(Su Hz. Muhammed'in (SAV) yoluna uymuş dünya halkına temiz yaratılışını
açıkça göstermiştir.)
Seyyid-i nev-i beşer deryâ-ı dürr-i
ıstıfâ
Kim sepüpdür mucizâtı âteş-i eşrâra su
(İnsanların efendisi olan Hz. Muhammed'in (SAV) mucizeleri kötülerin ateşine
su serpmiştir.)
Açıklama: Şiirde peygamber efendimizden bahsedilmesi, şiirdeki Arapça sözcük ve tamlamalar dönemin zihniyeti hakkında bize bilgi vermektedir.
Tasavvufun Anadolu'da yaygın olduğu
dönemde bunun şiirdeki yansımalarına rastlarız. Bu konuda şüphesiz önemli
şahsiyetlerden biri Yunus Emre'dir. Yunus Emre, mutlak varlık olarak Allah'ı ve
Allah aşkını şiirlerinin ana unsuru yapmıştır.
Örnek
Benim bunda kararım yok, ben bunda gitmeğe geldim
Yunus Emre
Açıklama: Şiirdeki tasavvufi unsurlar,
dönemin inanç yapısının şiirdeki yansımasıdır. Bu da dönemin zihniyetiyle
ilgilidir.
Bu dönemin zihniyetinde saz, göçebelik şiirlerde önemli bir yer tutar. Bu da şiire yansır. Âşık Veysel, Köroğlu bu dönemin zihniyetini eserlerinde ustaca yansıtmışlardır.
Örnek 1
SAZIMA
Ben gidersem sazım sen kal dünyada
Lâl olsun dillerin söyleme yalan
Garip bülbül gibi ah u zar etme
Gizli dertlerimi sana anlattım
Çalıştım sesimi sesine kattım
Bebe gibi kollarımda yaylattım
Hayali hatır et beni unutma
Bahçede dut iken bilmezdin sazı
Bülbül konar mıydı dalına bazı
Hangi kuştan aldın sen bu avazı
Söyle doğrusunu gel inkâr etme
Benim her derdime sen ortak oldun
Ağlarsam ağladın gülersem güldün
Sazım bu sesleri turnadan mı aldın
Pençe vurup sarı teli sızlatma
Ay geçer yıl geçer uzarsa ara
Giyin kara libas yaslan duvara
Yanından göğsünden açılır yara
Yâr gelmezse yaraların elletme
Sen petek misali Veysel'de arı
İnleşir beraber yapardık balı
Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı
Ben babamı sen ustanı unutma
Açıklama: Şiirde yer alan "saz" unsuru dönemin zihniyetini yansıtmaktadır.
Örnek 2
BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE
Benden selam olsun Bolu Beyi'ne
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir
Düşman geldi bölük bölük dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfenk icad oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır
Köroğlu düşer mi hele şanından
Çoğunu ayırır er meydanından
Kırat köpüğünden düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır
Köroğlu
Açıklama: Dönemin göçebe atlı kültürü ve
dönemdeki başkaldırı şiire yansımıştır.
Lale devri şairi Nedim, dönemin zevk ve sosyal yaşantısını şiirine yansıtmıştır. Yani Nedim'in şiirleri o dönemin bir nevi zihniyetini yansıtır.
Örnek
ŞARKI
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada
İşte üç çifte kayık iskelede amade
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada
Gülelim oynayalım kam alalım dünyadan
Ma-i Tesnim içelüm çeşme-i nev-peydadan
Görelim ab-ı hayat akdığın ejderhadan
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada
Bir sen ü bir ben ü bir mutrib-i pakize-eda
İznin olursa eger bir de Nedim-i şeyda
Gayrı yaranı bugünlük edip ey şuh feda
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada
Nedim
Açıklama: Dönemin zevk ve anlayışı,
savurganlığı, eğlence dünyası şiire de yansımıştır. Lale Devri'nde var olan
zihniyet bu şiirde hayat bulmuştur, diyebiliriz.
Tanzimat Edebiyatında edebi eserlerdeki zihniyeti etkileyen iki önemli sanat görüşü söz konusudur. Birincisi, Tanzimat birinci döneminde hâkim olan "Sanat toplum içindir." görüşü; ikincisi ise Tanzimat ikinci dönemine hâkim olan "Sanat sanat içindir." anlayışıdır. (zihniyet)
Örnek
Hürriyet Kasidesi
Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez iânetten
Yere düşmekle cevher, sâkıt olmaz kadr-ü kıymetten
Vücûdun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
Hürriyet Kasidesi'nin Açıklaması:
Çağın değer yargılarını doğruluktan ve samimiyetten sapmış görerek kendi izzet
ve isteğimizle devlet kapısından ayrıldık.
Kendini insan bilen kimseler halka hizmet etmekten usanmaz, mürüvvet sahipleri
de zavallı kişilere yardım etmekten kaçınmaz.
Eğer millet, birilerince hor görülmüşse onun şanına eksiklik geleceğini sanma
zira
yere düşmekle cevher, değerinden bir şey kaybetmez.
Vücudun mayası, vatanın toprağıdır; bu vücut acı içinde vatan yolunda toprak
olursa en ufak bir üzüntü söz konusu olmaz.
Dünyada zalimin yardımcısı alçak, aşağılık kimselerdir; insafsız avcıya hizmeti
zevk sayan yalnız köpektir.
Açıklama: Tanzimat birinci dönemine ait bir şiirdir. Dönemin sanattan uzak "toplum için sanat" anlayışını bu şiirde görmekteyiz.
Örnek
Makber
Eyvah! Ne yer, ne yâr kaldı,
Ben gittim, o haksar kaldı,
Bildir bana nerde, nerde Yarab,
Derler ki unut o aşnayı,
Sür'atle nasıl da değişti halim,
Ketmetme bu razı, söyle bir söz,
Bir tatlı bakışla, bir gülüşle,
Abdülhak Hamit Tarhan
Açıklama: Tanzimat ikinci döneminde hâkim olan toplumsal görüşün yani "Sanat sanat içindir" anlayışının şiire yansıdığı görülür. Tanzimat ikinci döneminde toplumsal olaylardan bahsetmek yasaklandığından şiirde bireyselliğe yönelme söz konusudur. Bu şiirde de bireysellik ön plana çıkmıştır.
Servetifünun Edebiyatında sanatçılar,
devrin ağır şartlarının da etkisiyle eserlerinde toplumsal konulara yer
vermemişlerdir. Platonik aşk, yalnızlık, doğa, hayal-hakikat çatışması, bireysellik,
ölüm, üzüntü, karamsarlık, hayal kırıklıkları en çok işlenen konulardır. Bunlar
da devrin şiir zihniyetini yansıtır.
Örnek
BALIKÇILAR
Şafak sökerken o yalnız, eski bir tekneciğin
Tevfik Fikret
Açıklama: Servetifünun şiirinin zihniyetini
göstermesi açısından önemli bir şiirdir. Yalnızlık, karamsarlık bu devrin
zihniyetini yansıtır.
Fecriati Edebiyatını oluşturan nesil de aslında Servetifünun neslinin zihniyetini yansıtır. Bunlar, eserlerinde duygulu ve romantik aşkı dile getirirler. Tabiatı bolca işlerler. Yaptıkları tabiatla ilgili betimlemeler gerçeklikten uzak, oldukça abartılıdır. Bu da dönemin şiir anlayışını (zihniyeti) gözler önüne sermektedir.
Örnek
MERDİVEN
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Ahmet Haşim
Açıklama: Şiirdeki tabiatla ilgili unsurlar, hayal
ve romantik unsurlar devrin yaşantısının şiire yansımasıdır.
Milli Edebiyat döneminde Anadolu'nun şiirdeki yansıması bariz bir şekilde ön plana çıkar. Bu dönemde her açıdan Anadolu coğrafyası, Anadolu insanının kültür ve yaşayışı önemsenir. Bu da şiirde kendine yer bulur. Faruk Nafiz Çamlıbel bu zihniyeti çok güzel bir şekilde şiirlerine yansıtmıştır. "Sanat" şiiri yerli ve milli zevki en güzel yansıtan şiirlerden biridir.
Örnek
SANAT
Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek
İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar
Sen kubbesinde ince bir mozaik arar da
Gezersin kırk asırlık mabedin içini
Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda,
Bize heyecan verir bir parça yeşil çini
Sen raksına dalarken için titrer derinden
Çiçekli bir sahnede bir beyaz kelebeğin
Bizimde kalbimizi kımıldatır derinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin
Fırtınayı andıran orkestra sesleri
Bir ürperiş getirir senin sinirlerine,
Istırap çekenlerin acıklı nefesleri
Bizde geçer en yanık bir musiki yerine
Sen anlayan bir gözle süzersin uzun uzun
Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini,
Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun
Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini...
Başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken
Yazılmamış bir destan gibi Anadolu’muz
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz
Faruk Nafiz Çamlıbel
Açıklama: Anadolu'nun zeybeği, halayı ve yaşantısı dile getirildiği için bu şiir bir nevi o dönemin zihniyetini yansıtır.
Cumhuriyet Devri edebiyatının oluşumunda Cumhuriyet'in ilan edilmesinden sonra gerçekleştirilen siyasi, kültürel ve toplumsal gelişme ve değişimlerin büyük bir etkisi olur. Cumhuriyet'in kurulmasıyla Türk toplum hayatında da yepyeni bir safhaya geçilir. Böylece edebiyatımızda yeni bir dönem açılır.
Cumhuriyet Dönemi edebiyatımıza, Kurtuluş Savaşı, Atatürk ilke, inkılap ve devrimleri ve özellikle de harf inkılabı damgasını vurur. Bu da dönemin şiir anlayışını etkiler ve bu anlamda bir zihniyet ortaya çıkar.
Örnek
SESSİZ GEMİ
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Yahya Kemal Beyatlı
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder