Sözcük anlamı "türeme, türetme"dir. Aynı kökenden türemiş birden çok sözcüğün bir yerde kullanılmasına iştikak sanatı denir. İştikak sanatı çoğunlukla Arapça sözcüklerle yapılır.
Çağdaş şiirimizde nadiren kullanılsa da bu sanat daha çok klasik Türk şiirinde kullanılır. Divan Edebiyatında çok fazla kullanılan bu sanat daha çok beyitlerde karşımıza çıkar.
İştikak Sanatına Örnekler
Örnek 1
Hâkim mahkemede hüküm eylemiş
(Laedri)
Açıklama: Aynı sözcükten türemiş birden fazla sözcüğe bakmak gerekir. İştikak sanatı, çoğunlukla Arapça kelimelerle yapılır. Arapçada asli bir kelime üç harften oluşur. Burada da "hükm" kelimesinden türemiş sözcükler söz konusudur. İştikak sanatı bu sözcüklerden türemiş sözcüklerle yapılmıştır. "Hâkim, mahkeme, hüküm, muhakeme ve mahkûm" kelimelerinin kökü aynı olduğu için iştikak sanatı bu sözcüklerle oluşmuştur. Bu sözcükler birbirine yakın anlamlı olup aynı kökten türemişlerdir. Sözcüklerin anlamlarını yazacaksak;
Hâkim: Yargıyı veren kişi
Örnek 2
Ey beni lutfuyla yoktan var eden Rabb-i
gafûr,
Mağfiret kıl eyledikte azm-i iklîm-i bekâ.
(Enderunlu Vâsıf)
(Ey beni fazilet ve iyiliğiyle yoktan var eden bağışlayıcı Allah'ım! Sonu olmayan ahiret yurduna gittiğimizde bizi bağışla, bizlere merhamet et!)
Açıklama: Birbirine yakın anlamlı aynı zamanda aynı kökten türemiş sözcüklere yoğunlaşmak gerekir. "Gafûr ve mağfiret" sözcükleri aynı kökten türemişler. Gafûr, "suçları çok bağışlayan (Allah)"; mağfiret; "birinin suçunu bağışlama" anlamına gelmektedir.
Örnek 3
Cahil cehli ile echel de olur
(Laedri)
Açıklama: Beyitte yer alan Arapça kelimelere ve aynı zamanda aynı kökten türemiş sözcüklere yönelmek gerekir. "Cahil, cehl, echel, cehalet" sözcükleri "cehl" kökünden türemiş benzer anlamları olan sözcüklerdir. Sözcüklerin anlamları:
Cahil: Eğitimsiz, öğrenim görmemiş kimse
Örnek 4
Mekteb yolu kitapla ruşen olur
(Laedri)
Açıklama: "Mekteb, mektub ve kâtib" sözcükleri Arapça "ketebe" sözcüğünden türemişlerdir. Her üç kelimenin kökü aynı olduğu için bu sözcüklerle iştikak sanatı yapılmıştır. Sözcüklerin anlamları:
Mekteb: İlim ve irfan öğrenilen yer
Örnek 5
Dünya'da sevilmiş ve seven nafile bekler
(Yahya Kemal Beyatlı)
Açıklama: Şiirde "sevilmiş, sevgili, seven" sözcükleri arasında iştikak sanatı söz konusudur. Günümüz çağdaş şiirinde yer alan bir parçadır.
Örnek 6
Karşısında nice erbab-ı denaât titrer,
(Eşref)
Açıklama: Yukarıdaki beyitte de yine birinci örneğimizde geçen ve anlamları da orada yazılı olan "hâkim, mahkeme, hükm" sözcükleriyle iştikak sanatı oluşturulmaya çalışılmıştır.
Örnek 7
Ne yapsın tavrını bozmazdı amma bozdunıp âhir
(Şeyh Galip)
Açıklama: Şeyh Galip'e ait olan yukarıdaki beyitte Arapça olup aynı kökten türeyen ve aynı zamanda zıt anlam teşkil eden "gâlib" ve "mağlub" sözcükleri etrafında bir iştikak sanatı söz konusudur. Gâlip, "başarılı, üstün"; maglub, "yenilen, kaybeden" anlamına gelir.
Örnek 8
İkram daim şahsı mükerrem kılar
(Laedri)
Açıklama: Aynı kökten türemiş sözcüklere yoğunlaşmak gerekir. "İkram, mükerrem, kerem" sözcükleri aynı kökten türemiş sözcüklerdir. Bu sözcükler etrafında bir iştikak sanatı yapılmıştır. İkram, "konuğu ağırlama, ona bir şey sunma"; mükerrem, "muhterem, saygı değer kişi" kerem ise "bağış olarak verme, bağış, soyluluk" anlamına gelmektedir.
Örnek 9
Dersi müderrisle talim eylemiş
(Laedri)
Açıklama: Yukarıdaki dizelerde geçen "ders, müderris ve medrese" sözcükleri arasında iştikak sanatı söz konusudur. Ders, "belirli bir yer, konu ve sürede verilen eğitim"; müderris, "medrese veya camide ders veren kimse"; medrese de "genellikle dini bilgilerin verildiği öğretim kurumu" anlamına gelmektedir.
Örnek 10
Zalim zulmü ile abad olamaz
(Laedri)
Açıklama: Dizelerde "zalim, zulüm ve mazlum" sözcükleri arasında bir iştikak sanatı oluşturulmuştur. Her üç kelime de aynı kökten türemiş olup yakın anlamlı sözcüklerdir. Zalim, "haksız ve acımasız davranan katı yürekli insan"; mazlum, "haksızlığa uğrayan ve kendisine zulmedilen kişi", zulüm ise "Yasalara ve vicdana aykırı sert davranımlar" anlamına gelmektedir.
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder