Halk Edebiyatı ve Özellikleri

Halk Edebiyatı

Kaynağını halkın kültür, zevk ve yaşantısından alan ve halk tarafından meydana getirilen edebiyata halk edebiyatı denir. Türklerin İslam öncesi Türk edebiyatı geleneğini sürdürmesiyle oluşan İslamiyet öncesi sözlü edebiyatın bir devamıdır. Halk Edebiyatı'ndaki ürünlerde; konu, dil, biçim bakımından halk kültürüne sıkı sıkıya bir bağlılık söz konusudur.

Halk Edebiyatı ürünleri, malzemesi dile dayalı destan, mani, türkü, bilmece, masal, halk hikâyeleri, tekerlemeler vb. sözlü gelenek içerisinde yaşayan ve bu şekilde kuşaktan kuşağa aktarılan anonim eserlerden oluşur.

Halk Edebiyatı, 13. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar Türk edebiyatında önemli şahsiyetler yetiştirmiş ve bu şahsiyetler de edebiyatımıza önemli eserler kazandırmışlardır.

13. yüzyılda Yunus Emre ön plana çıkar. Nasreddin Hoca da yine bu yüzyılda yaşamıştır. Bu yüzyılda fetih ve savaşlara ait eserler ön plandadır. Battal Gazi Destanı ve Danişmentname bunların en ünlüleri olarak ön plana çıkar.

14. yüzyılda en önemli eser olarak Dede Korkut Hikâyeleri'ni görürüz. Kaygusuz Abdal da bu yüzyılda öne çıkan diğer önemli bir şairdir.

15. yüzyılda Hacı Bayram Veli tanınmış bir şahsiyet olarak karşımıza çıkar. İlahileri ile bu yüzyıla damgasını vurur.

16. yüzyılda dini konular yanında din dışı konular da ön plandadır. Âşık Edebiyatı şairleri sazları ile bu yüzyıla damgasını vururlar. Köroğlu, bu şairlerin başını çeker. Tasavvuf Edebiyatında da Pir Sultan Abdal bu yüzyılın önemli şahsiyetleri arasında yer alır.

17. yüzyıl, Halk Edebiyatı için ihtişamlı bir dönem olur. Niyazi Mısri, Evliya Çelebi, Kayıkçı Kul Mustafa, Âşık Ömer bu yüzyıla damgasını vuran kişilerdir. 

18. yüzyılda ise Erzurumlu İbrahim Hakkı ve onun "Marifetname"  eseri ön plana çıkar.


Halk Edebiyatının Özellikleri

  • Halk Edebiyatı'nda İslam inancının etkileri olmakla birlikte bu edebiyat Divan Edebiyatı'na kıyasla daha milli ve yerlidir.
  • Anlatım doğal olup söz sanatlarına anlatımda çok fazla yer verilmez. 
  • Genellikle yabancı etkilerden uzak yalın bir anlatım ve halkın konuştuğu Türkçe esas alınır.
  • Sık sık güzel söyleyiş ve deyimlere rastlanır. 
  • Halk Edebiyatı şairleri genellikle ümmidirler. Yani şairler okumamış kimselerdir.
  • Halk Edebiyatı'nda yazılı eser sayısı çok az olup bu edebiyat genellikle sözlü olarak varlığını sürdürür.
  • Şekilden ziyade konuya ağırlık verilir.
  • Şiir, müzikten (musiki) ayrı düşünülmemiştir. Şiirle musiki iç içedir.
  • Şiirler, âşık ismini alan saz şairleri tarafından bağlama eşliğinde söylenmiştir. Âşıklar, şiir söylemek için bir ön hazırlık yapmazlar. Şiirleri bu nedenle çoğu zaman derin bir anlam taşımaz.
  • Aşk, din, tasavvuf, özlem, doğa sevgisi, ayrılık, ölüm, zamandan şikâyet, hasret, duygusal konular, yiğitlik en çok işlenen konulardır.
  • Halk Edebiyatı, şiir ağırlıklı bir edebiyattır. Düzyazı da kullanılmıştır. Bilmeceler, tekerlemeler, halk öyküleri, masallar ve halk tiyatrosunu düzyazı metinlerine örnek verebiliriz.
  • Halk Edebiyatı'nın nazım birimi dörtlüktür
  • Nazım şekli olarak daha çok koşma, mani, destan, varsağı gibi şekiller kullanılmıştır. "Mani" ve "koşma" tipleri ana şekilleri oluşturur. Diğer biçimler bu iki biçimden çıkmıştır.
  • Hece ölçüsü esas alınmıştır. Hecenin daha çok 7'li, 8'li ve 11'li kalıpları kullanılmıştır. Az da olsa aruz ölçüsüyle oluşturulan eserlere de rastlanır. Özellikle Erzurumlu Emrah ve Âşık Ömer aruz ölçüsüyle eserler vermişlerdir.
  • Şiirler, hazırlıksız söylendiğinden yarım uyak ve redif tercih edilmiştir.
  • Destan ve masal haricinde Halk Edebiyatı genellikle yaşam ile iç içe bir edebiyattır.
  • Benzetmeler, mecaz ve mazmunlara da yer yer başvurulmuştur. Kaş kaleme, boy serviye, diş inciye, yüz aya, yanak güle benzetilmiştir. Buna neden olan da halk şairlerinin divan şairleri tarafından değersiz görülmeleridir.
  • Halk Edebiyatı gözleme dayalı bir edebiyat olduğu için benzetmeler somut kavramlardan yararlanılarak yapılır. Söylenilenler gerçek yaşamdan alınma şeylerdir.
  • Halk şiirinde başlık kullanılmamış adlandırma nazım türü veya nazım şekline göre yapılmıştır.
 
Halk Edebiyatı, verilen eserlerin niteliğine göre üç bölümde incelenir.

1. Âşık Edebiyatı,

2. Tekke Edebiyatı

3. Anonim Halk Edebiyatı

 
Halk Edebiyatında Şiir

Divan Edebiyatı'nda olduğu gibi Halk Edebiyatı'nda da duygu ve düşünceler düzyazıya oranla şiirle dile getirilmiştir. Şairler, halkın kullandığı sade ve anlaşılır bir dille şiirlerini oluşturmuşlardır.

Halk Edebiyatı'nda şairler yaşadıkları çevreye göre gruplara ayrılmışlardır. Eğitimli olmayan geleneksel şiir anlayışını sürdüren ve bir yere bağlı kalmadan şiir yazanlar gezgin; katıldıkları savaşlarla ilgili şiirler söyleyen ve orduda görev yapanlar yeniçeri; hayatları tamamen köy ve kasabalarda geçenler ve kent kültüründen uzak tamamen halk şiiri geleneklerine bağlı olanlar köylü; Divan Edebiyatı'nın etkisinde olan ve Arapça ve Farsçaya özenen hecenin yanında aruzu kullananlar kentli; din ve tasavvuf konusunda eğitimli olanlar da tasavvufçu şairler olarak adlandırılmıştır.

 

Halk Edebiyatında Nesir

 
Sözlü anlatımın yazıya geçirilmesiyle halk nesri oluşmuştur. Halk Edebiyatı'nda, hikâyelerinde hem nesir hem de nazım bulunur. Yani ikisi iç içedir. Halk Edebiyatı nesrinin dili oldukça anlaşılır ve sadedir.

Halk Edebiyatı nesrinin en önemli eserleri halk hikâyeleridir. Kerem ile Aslı, Arzu ile Kamber, Ferhat ile Şirin gibi.


Halk Edebiyatı Nesrinde Başlıca Ürünler

Halk Masalları: Olağanüstü olay ve kişilerin yer aldığı halk masallarında halkın yaşantısı ve bakış açısı yer alır.

Efsane: Tarihi olayların oluşturduğu olağanüstü kişi ve durumları yansıtan halk masallarıdır.

Menkıbe: Din büyükleri ve tarihi şahsiyetler etrafında oluşturulan olağanüstü hikâyelerdir.

Bilmece: Belirli ipuçlarıyla çeşitli varlıkları buldurmaya yönelik sonuçlardır.

Halk Tiyatrosu: Karagöz, kukla, ortaoyunu ve meddah'ın oluşturduğu dramatik seyirlik oyunlara denir.

Karagöz: Gölge oyunudur. Oyunda; saf, temiz yaratılışlı halkı temsil eden karagöz ve okumuş, ukala kibar geçinenleri temsil eden Hacivat yer alır. "Tiryaki, Sarhoş, Beberuhi, Bekri Mustafa" oyunda geçen önemli tiplerdir.

Ortaoyunu: Metni olmayan dekorsuz bir tiyatrodur. Oyuncular bir hazırlık yapmadan oyunu sahneler. Ortaoyununda Pişekâr ve Kavuklu olmak üzere iki tip bulunur. Kavuklu, özellik olarak Hacivat'ın; Pişekâr ise Karagöz'ün özelliklerini taşır. 


Ayrıca bakınız



Halk Edebiyatı

A. Anonim Halk Edebiyatı


Anonim Halk Edebiyatı Nazım Biçim ve Türleri


Anonim Halk Edebiyatı Düzyazı Türleri 

B. Âşık Edebiyatı


Âşık Edebiyatı Nazım Biçimleri ve Türleri


Âşık Edebiyatı Temsilcileri


C. Tekke (Tasavvuf) Edebiyatı


Tekke (Tasavvuf) Edebiyatı Nazım Biçimleri ve Türleri


Tekke (Tasavvuf) Edebiyatı Temsilcileri 







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder