1. Evinin balkonunu üstünkörü temizledi.
Altı
çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A)
Kitaplarını yeni çantasına özensizce koydu.
B) Babası tam gelmek üzereyken eve geldi.
C) Soruları kılı kırk yararcasına inceliyordu.
D) Odanın ancak bir bölümünü toparlayabildi.
E) İşe yaramayan her bilgi kişiye büyük bir yüktür.
2. Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili deyimin cümleye kattığı anlam
ötekilerden farklıdır?
A) Kılı
kırk yararcasına yeni ayakkabısını inceliyordu.
B) Teklifi enine boyuna düşünüp size bir haber vereceğim.
C) Okula yeni atanan müdür her şeyi ince eleyip sık dokumak gerektiğini
söylüyordu.
D) Bu kararı için bütün olasılıkları inceden inceye hesaplamak
zorundaydı.
E) Yeni evinde gece gündüz demeden sınava çalışıyordu.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük gerçek (temel) anlamının
dışında kullanılmıştır?
A) Durmadan bağırmasına rağmen kulakları iyi
duymayan çocuk bu sese tepki vermiyordu.
B) En son sorduğum soruyu bu yolla yapabilirsin.
C) Yarın akşam uçakla Ankara'ya gidecek galiba.
D) Durmadan sıcak havalardan şikâyet ediyordu.
E) Çalışma odasındaki ışık yeterli gelmiyordu.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük terim anlamının
dışında kullanılmıştır?
A)
Türkçe hecelerde bir ünlü bulunmak zorundadır.
B) En son oyundaki dekor oldukça kuşatıcıydı.
C) Öğretmenimiz açıları her açıdan bize anlatmaya çalışıyordu.
D) Güreşte köprü kurmayı öğrenince dereceler peş peşe
geldi.
E) İki nokta arasında sadece tek doğru geçer.
5. Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcük yan anlamda kullanılmamıştır?
A) Masanın gözünden bir
şey alan çocuk oradan uzaklaştı.
B) Geminin burnunu düzelten kaptanı herkes alkışlamaya
başladı.
C) Derenin ağzında biriken topraklar genellikle verimli
topraklardır.
D) Çocuğun ağzındaki kanı görünce ondan şüphelenmeye
başladı.
E) Çanakkale Boğazı bu mevsimde güzelliğiyle ön plana
çıkar.
6. Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcük mecaz anlamda kullanılmamıştır?
A) Boş gözlerle
etrafına bakıyordu Mustafa.
B) Bu işten dolayı bu taş bize geldi herhalde.
C) Ona yapılan kötü muameleye rağmen ince davranmaya devam
etmesi herkesi etkiledi.
D) Çocukların olanlar karşısında cesareti tamamen kırıldı.
E) Torbanın ağzını bağlayana kadar epey yoruldu.
7. Aşağıdakilerden hangisinde eş anlamlı (anlamdaş) sözcükler bir
arada kullanılmamıştır?
A)
Doğru sözlü olsun kişi cihanda
Adı dürüst çıkar er meydanında
B) Altı yüzyıl biz de dünyaya hükmettik.
Zulüm gördü mü ruy-ı zemin o asırlarda hiç?
C) Beyaz gelinlik içinde selvi boylu yar
Ellerinde güzel ak gülleri var
D) Emrine amade bekleyen ordu olsun
Bütün cihanı fethetmeye hazır olsun.
E) Kırmızı gül bir elinde güzelin
Yanakları al al olmuş dilberin
8. Aşağıdakilerden hangisinde karşıt anlamlı (zıt anlamlı) sözcükler bir
arada kullanılmamıştır?
9.
A) Elini
makineye kaptıran çocuk, el elin eşeğini türkü söyleyerek arar,
diyordu.
B) Güzel benli dilbere tutulan ben miyim?
C) Yabancılarla olan bağımız gevşek olabilir fakat akraba ile olan bağımız
gevşek olamaz.
D) Gülü önce eline aldı, ona şöyle bir baktı ve kahkahalarla güldü.
E) Akşam yüz kişi ile burada yüzdük yine.
10. Somut anlamlı bazı sözcükler mecazlaşarak soyut anlam
kazanabilir. Bu kelimeler anlamları dışında kullanıldıklarında soyutlaşır.
Aşağıdaki
cümlelerden hangisi buna örnek oluşturmaz?
A) Bu
soruyu yapmak için kafa gerek, kafa.
B) Onda kalp yok sanki bizi anlamamakta ısrar ediyor.
C) Öğretmenimiz tüm olanlardan sonra bizi sert bir şekilde
uyardı.
D) Ölüm, kara bir trendir.
E) O soruları ancak benim söylediğim yolla yapabilirsiniz.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde düşüncenin işlenmesi açısından genelden
özele bir yol izlenmemiştir?
A) Toplumlar ancak bireylerin iyi yetişmesiyle ayakta
durabilir.
B) Türk edebiyatında en çok Yahya Kemal'i okurum.
C) Kuşlardan en çok güvercine sevgi besliyordu köyün en
sevimli çocuğu.
D) Öğretmen, konuları paragraftan cümleye doğru
işliyordu.
E) Leyla ve Mecnun mesnevisini okumayan mesnevi türünü
anlayamaz.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde düşüncenin işlenmesi açısından
özelden genele bir yol izlenmemiştir?
A)
Haftanın en güzel günü kuşkusuz ki pazardır benim için.
B) Safahat'ı anlamadan Mehmet Akif'i anlamak mümkün değildir.
C) Sanat şiiri kadar hiçbir şiir beni etkilememişti
lise yıllarımda.
D) Yaşar Kemal'in eserlerini bilenler Türk edebiyatını da bilmiş sayılır.
E) Çocuklar heceyi öğrenmeden cümleye geçmişler.
13. İnsana ait özelliklerin doğaya aktarılmasına insandan doğaya
deyim aktarması denir.
Aşağıdakilerden hangisinde insandan doğaya deyim aktarması yapılmamıştır?
A) Evlerinin hemen dibinde
hırçın bir nehir şırıl şırıl akıyordu.
B) Sığ
düşüncelerle hepimizi gereksiz meşgul ediyordu.
C) Kuşlar baharın gelişini müjdelercesine hep bir ağızdan
hüzünlü şarkılar söylüyordu.
D) Ay aydınlığında yıldızlara ninni söyler gecenin bu saatinde.
E) Gül yollara tutsun kulağını.
14. Doğaya özgü kavramların insana aktarılması doğadan insana deyim
aktarması olarak adlandırılır.
Aşağıdakilerden
hangisinde doğadan insana yapılan bir deyim aktarması yoktur?
A) Derin
bilgisiyle bütün soruları cevapladı.
B) Yoğun geçen bir günün sonunda nihayet dinlenebildik.
C) Nergiz gibi kıyamette dek çeksin intizar.
D) O, olgun kişiliğiyle çevresinin beğenisini kazandı.
E) Sert sözleri, kimsenin hoşuna gitmemişti doğrusu.
15. Bir ismin, benzetme amacı gütmeksizin başka bir ad yerine
kullanılmasına ad aktarması (mecaz-ı mürsel) denir. Mecazda bir benzetme söz
konusu olduğu halde mecaz-ı mürselde benzetme amacı güdülmez.
Aşağıdakilerden
hangisinde "ad
aktarması" yoktur?
A)
Şişeyi bir dikişte bitirip ikincisini istedi.
B) Yaşar Kemal'i okumayı bir alışkanlık haline getirmişti.
C) Kızına ha bire; "Soba niçin tutuşmadı?" diye söyleniyordu.
D) Ölüm meleği onu İstanbul'da yakalamıştı.
E) Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl!
16. Anlatımı etkili kılmak için soyut, anlatılması güç duygu ve
düşüncelerin somut kelimelerle dile getirilmesine somutlaştırma denir.
Aşağıdakilerden
hangisinde somutlaştırmaya başvurulmamıştır?
A) İyi düşüncelere sahip olanlar elbette
iyilerin yanında yetişen kişilerdir.
B) Aklın paradan daha iyi bir sermaye olduğunu akıllılar çok iyi bilir.
C) Karacaoğlan güzel duygularla hep güzellere vurulur.
D) Kötü düşünceleri bir yana bırakırsak dünyada kötüler azalır.
E) Çirkin düşünceler, çirkin dünyalara götürür kişileri.
17. Anlatımı etkili kılmak için bir sözcükle belirtilebilecek bir
kavram veya varlığın birden fazla sözcükle anlatılmasına dolaylama denir.
Aşağıdaki
seçeneklerin hangisinde "dolaylama" örneği yoktur?
A) Minik
serçe yine ağlattı sevenlerini dün akşam.
B) Bütün televizyonlarda işitme engelliler için haber bülteni zorunlu
olmalıdır.
C) Yedi Tepeli Şehir asırlarca kimleri ağırlamadı ki…
D) Yavru vatan, büyük seçimini bir gün yapacak elbette.
E) Kara kıtanın masum çocukları bir kuru ekmeğe muhtaç hale geldi.
18. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde "güzel
adlandırma"ya örnek yoktur?
A) Sevdikleri
bir bir rahmete kavuşuyordu.
B) Küçük çocuklar sınıfta üç harfli sohbetine dalmışlardı.
C) Doktor, ince hastalık geçirmişsin, bunun için tedavi olmalısın,
diyordu.
D) Bend-i Mahi'de derya kuzularının seyri bir başka olur.
E) Herkes tahta ata binecek ve günün birinde elveda diyecek fani
dünyaya.
19. Aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Dillerde
her bir sözcük doğuş esnasında birden fazla varlık için kullanılır.
B) Anlam daralması, sözcüğün eskiden anlattığı bir şeyin zamanla onun
sadece bir kısmını anlatır duruma gelmesine denir.
C) Eskiden bir varlığın bir kısmını, türünü anlatan sözcüğün zamanla o
varlığın bütün türlerini anlatır duruma gelmesine anlam genişlemesi denir.
D) Sözcüğün eski anlamı ile yeni anlamının tamamen farklı
olmasına başka anlama geçiş denir.
E) Bir sözcüğün olumsuz bir duygu değerinden olumlu bir duygu değerine geçmesi
anlam iyileşmesi; eskisine göre olumsuz bir anlama bürünmesi anlam kötüleşmesi
olarak adlandırılır.
20. Doğadaki seslerin taklit edilmesiyle oluşan seslerin tıpatıp
aynısına yansıma denir.
Yukarıdaki
tanıma göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansıma sözcük yoktur?
A)
Köpeklerin zamansız havlamalarını atalarımız hayra yormamışlardır.
B) Evlerinin hemen yanındaki yer balkonunda kuşların cik cik sesleriyle şiirler
yazardı.
C) Kuşların ötüşmesi onun için başka bir zarafet kaynağıydı.
D) Elindeki tabak pat diye yere düşünce tabağın ilk halinden eser kalmadı.
E) Mustafa horlamaya başlayınca dur durak nedir bilmezdi.
CEVAP ANAHTARI: 1-A 2-E 3-B 4-C 5-D 6-E 7-A 8-B 9-C 10-D 11-E 12-A 13-B
14-C 15-D 16-E 17-B 18-D 19-A 20-C
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder