Sözlükte "kâğıda yuvarlanan söz,
saçma sapan söz" anlamlarına gelir. Sözcüklerin ses benzerliğinden
yararlanılarak oluşturulmuş yarı anlamlı ve yarı anlamsız dolayısıyla birbirini
tutmayan sözlerine tekerleme denir.
Manzum yani dizelerden oluşan tekerlemelerde ölçü, uyak, aliterasyon ve secilere rastlanır. Sözlü halk edebiyatı ürünü olan tekerlemeler, ses, söz oyunları ve çağrışım özellikleriyle ön plana çıkar.
Tekerlemelerde belirli bir ana konu yoktur. Bir araya getirilen konular bu birleşme sonunda şaşırtıcı bir etki oluşturur. Tekerlemeler; masal, oyun, tören ve bağımsız tekerleme olmak üzere dört türe ayrılır.
Genel anlamda bilinen tekerleme masal
tekerlemesidir. Yörelere göre farklı isimlerle söylenir. Tekerleme, Doğu
Anadolu'da döşeme, Güney Anadolu'da sayışma ismiyle anılır.
Tekerlemelerin Özellikleri
- Tekerlemeler, daha çok masalların başında ve
sonunda yer alır. Hikâye, bilmece ve çocuk oyunlarında da tekerlemelere
rastlanır.
- "Bir varmış bir yokmuş.", "Evvel
zaman içinde, kalbur saman içinde" şeklinde masalların başında yer
alır.
- Tekerlemeler, söz yinelemeleri, uyaklar ve
olağanüstülükler gibi üç özellik üstüne kurulur.
- Tekerlemeler, karagöz ve ortaoyununda muhavere,
çocuk oyununda ebe, çıkarmada ise sayışma olarak adlandırılır.
- Tekerlemeler, sık sık yapılan tekrarlar sayesinde
çocuğun psikomotor becerilerinin gelişmesine katkıda bulunur.
- Çocuk folklorunda güzelce vakit geçirmek düzgün
konuşma alışkanlığı kazanmak oyunlarda eş ve ebe seçmek maksadıyla
tekerlemelere çokça başvurulur.
- Edebiyatımızda tekerlemelerin ilk örneklerine
Divanü Lügati't Türk'te rastlanır.
Tekerlemelere Örnek
Kalbur saman içinde
Develer tellal iken
Pireler berber iken
Ben anamın beşiğini
Tıngır mıngır sallar iken
Acaba sarımsaklasak da mı saklasak
samanı, sarımsaklamasak da mı gelir zamanı.
Al bu takatukaları takatukacıya
takatukalattırmaya götür, eğer takatukaları takatukacı takatukalatmazsa
takatukaları taktukacıya takatukalattırmadan getir.
Aliş'le Memiş mahkemeye gitmiş,
mahkemede mahkemeleşmişler mi mahkemeleşmemişler mi?
Bu kara kantar kırk kilo kara katran
tartar.
Bir berber bir berbere gel beraber Berberistan'da bir berber dükkânı açalım demiş.
Bu kara kantar kırk kilo kara katran
tartar.
Bu çorbayı nanelemeli mi de yemeli,
nanelememeli mi de yemeli?
Bu mumcunun mumu umumumuzun mumudur.
Dal sarkar kartal kalkar, kartal kalkar dal sarkar.
Dört deryanın deresini dört dergâhın
derbendine devrederlerse, dört deryadan dört dert dört dergâhtan dört dev
çıkar.
Sarımsaklamasak da gelirse zamanı, niye
sarımsaklayalım o zaman samanı.
Şu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak?
Şemsi Paşa pasajında sesi büzüşesiceler.
İt iti itti, bit iti itti, it biti itti.
Bit gitti, it gitti. İtti, bitti, gitti.
Kartal kalkar dal sarkar, dal sarkar
kartal kalkar.
Sizin damda var beş boz başlı beş boz
ördek, bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek. Sizin damdaki beş boz başlı
beş boz ördek; bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe: "Siz de bizim
gibi beş boz başlı beş boz ördeksiniz." demiş.
Üç tas has hoş hoşaf.
Üstü üç taşlı taç saplı üç tunç tası
çaldıran mı çabuk çıldırır, yoksa iç içe yüz ton saç kaplı çanı kaldıran mı
çabuk çıldırır?
İndim dereye sarul seke teke çepiç tek
otlarlar. Dedim niçin sarul seke teke çepiç tek otlarsınız? Dedi bizim sorumuz
sopumuz torumuz topumuz sarul seke teke çepiç tek otlarlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder