Yusuf Kâmil Paşa (1808-1876)

yusuf kamil pasa

Devlet adamlığı özelliği ile ön plana çıkan Akkoyunlu ailesine mensup Yusuf Kâmil Paşa, 1808'de Arapkir'de dünyaya gelir. Çok küçük yaşlarda babasını kaybeder. Amcası Osman Paşa'nın himayesi altında yetişir. İstanbul'da eğitim gören Yusuf Kâmil Paşa, 1829'da öğrenimini tamamlayarak Divan-ı Hümayun kaleminde dört yıl çalışır.

Yusuf Kâmil Paşa, 1833'te Mısır'a gider. Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'nın kızı Zeynep Hanım ile evlenir. Eşiyle birlikte yaptırdıkları hayır işleri ile tanınır. Mısır'da önce Mısır Hazine Kâtipliği'ne sonrasında da Mehmet Ali Paşa'nın Maiyet Kâtipliği’ne getirilir. İstanbul'a dönünce Sultan Abdülmecit tarafından kendisine "Mir-i Miran" rütbesi verilir.

Mehmet Ali Paşa'nın vefatıyla birlikte Abbas Halim Paşa tarafından Sudan'da bir göreve gitmesi emrolunur. Bu görevi kabul etmeyen Yusuf Kâmil Paşa, Asvan'a sürgün edilir. Bu sürgünden Sultan Abdülmecit'in emriyle kurtulur.

Yusuf Kâmil Paşa, adliye ile ilgili işleri yürütmek üzere Meclis-i Vâlâ'ya üye olur. Ayrıca Encümen-i Daniş'e katılır. İstanbul'da bazı önemli görevleri ifa ettikten sonra tekrar Mısır'a gider. Abdülaziz'in padişah olmasıyla yeniden İstanbul'a dönen Yusuf Kâmil Paşa, sadrazamlığa getirilir. Sadrazam olmasıyla önemli işleri gerçekleştirir. Ali Paşa'nın Hariciye Nazırlığı'nda kalmasını sağlar.

Yusuf Kâmil Paşa'nın İstanbul'da hayır ve hasenat anlamında birçok eseri vardır. Cami, çeşme ve okul gibi hayratları olan Yusuf Kâmil Paşa'nın İstanbul Üsküdar'da yaptırdığı Zeynep Kâmil Hastanesi bunların başında gelir.  

1876'da Sultan Abdülaziz'in şehit edilmesine çok üzülen Yusuf Kâmil Paşa, 1876'da İstanbul'da hayata veda etti. İstanbul'da yaptırdığı hastanenin bahçesindeki türbeye defnedildi.

 

Edebi Kişiliği

Dönemin başarılı devlet adamlarından ve zenginlerinden olan Yusuf Kâmil Paşa, dürüst ve fedakâr birisi olarak bilinir. Sanatçılığından ziyade devlet adamlığı vasfı ile ön plana çıkar. 

Tanzimat I. Dönem sanatçısı olan Yusuf Kâmil Paşa'nın edebiyatçı olarak tanınmasını sağlayan hiç kuşkusuz Fenelon'dan çevirdiği "Telemak" adlı eseridir. Eser, edebiyatımızda ilk çeviri roman özelliği taşır. Eser, Fransızcadan değil Arapçadan çevrilir. Yani, eser için çevirinin çevirisidir, denilebilir.

Farsça, Arapça ve Fransızcaya vakıf biri olan Yusuf Kâmil Paşa, şiirler ve nesir türünde mektuplar da kaleme alır.


Ayrıca bakınız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder