Biçim ve uyak açısından terkibibente
benzer. Bentleri birbirine bağlayan vasıta beyitlerinin her bendin sonunda tekrarlanması
onu terkibibentten ayırır. Vasıta beytinin her bendin sonunda tekrarlanması
şiire hem tekdüzelik vermiş hem de anlam ilgisi bakımından güçlük
oluşturmuştur.
Terciibent, Türk edebiyatında 14.
yüzyıldan sonra görülen bir nazım biçimidir. Edebiyatımızda en ünlü terciibent
şairi Ziya Paşa'dır.
Terciibent Nazım Şeklinin Özellikleri
- Terciibentlerde Allah'ın gücü, evrenin
sonsuzluğu, doğanın ve yaşamın karşıtlıkları gibi metafizik ağırlıklı
konular işlenir. Yani terciibent, dini konular ve soyut kavramların
işlendiği bir nazım şeklidir.
- Terciibentlerde konu bütünlüğü vardır.
- Terkibibent gibi 5 veya 10 beyitten oluşan
bentlerden oluşur.
- Bentlere "hâne"; bentleri birleştiren
beyitlere "vasıta" denir.
- Bentlerin kafiye düzeni gazelinki gibidir.
- Terciibentler aruz ölçüsüyle yazılır.
- Bent sayısı ve bentlerde yer alan beyit sayısı
terkibibentle aynıdır.
- Terkibibentten
farkı vasıta beytinin her bendin sonunda tekrarlanmasıdır.
- Terciibentte beyit sayıları genellikle
birbirine eşittir. Beyit sayıları birbirinden farklı olan terciibentlere
de rastlanır.
- Bentlerin kafiye düzeni aşağıdaki gibidir.
aa xa xa xa xa xa bb cc xc xc xc xc xc bb
Terciibent ile İlgili Örnekler
Örnek
Ziya Paşa
Günümüz Türkçesiyle:
Çeşitli eserlerin vücut bulduğu kâinat hayret edilecek bir dershanedir.
Felek, felakete neden olan bir değirmen gibidir. Avare insan da sanki bu değirmenin içinde bir dane gibidir.
Dev gibi kendi yavrularını yiyor. Eskimiş dünya konağı da şaşılacak bir yuvadır.
Kâinattaki suretlerin nakışları tam anlamıyla incelense ya uyku ya hayal ya da efsane zannedilir.
Dünyanın işleri bir sona doğru sürüklenip biter. Yazın kışa doğru, ilkbahar ise sonbahara doğru akar.
İnsan için kesin bilgiyi elde etme ihtimali yoktur. Her inanış akla göre görünmez ve gizlidir.
Allahım! Nedir bu ihtiyaç derdi çekişmesi? İnsanın ihtiyacı hâlbuki bir lokma nanedir.
Bu fîrûze renkli kubbede sığınacak yer yoktur. Zerreler dahi bela okunun hedefinde yer alır.
Aslında istenilen her zamanki hükmün hayat bulmasıdır. Görünüşteki sevaplar ve günahlar tamamen bahanedir.
Olan her şey bir yapıcının eseridir. Ne talihin gereği ne de devrin hükmüdür bu.
Sanatıyla eserleriyle akılları hayrete
düşüren kudretiyle anlayışları acz içinde bırakan Allah'ı tesbih ederim.
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder