16. yüzyıl Divan Edebiyatı'nın önde gelen temsilcilerindendir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmeyen Taşlıcalı Yahya'nın, Arnavutluk doğumlu olduğu tahmin edilmektedir.
Küçük yaşlarda devşirme olarak Yeniçeri Ocağı'na alınıp asker olarak yetiştirildi. Acemioğlanlar Ocağı'nda iken sanatsal yeteneği fark edilen Taşlıcalı Yahya, dönemin birçok tanınmış kişilerinden dersler aldı.
Yavuz Sultan Selim döneminde Çaldıran ve Mısır seferlerine, Kanuni Sultan Süleyman döneminde de birçok savaşa asker olarak katıldı. Sonraki zamanlarda Şehzade Mustafa Paşa'nın öldürülmesi üzerine bir mersiye kaleme aldı. Bununla birlikte sıkıntılı dönemler yaşamaya başlayan Taşlıcalı Yahya'nın bu mersiye nedeniyle Rüstem Paşa ile araları açılır ve padişahın himayesini kaybeder. Rüstem Paşa, Taşlıcalı Yahya'nın bütün mal varlığına el koyduğu gibi onu sürgüne gönderir.
Taşlıcalı Yahya, hayatının sonlarına doğru kendisini tasavvufa verdi. Gülşeni, Şeyhi, Uryani ve Mehmet Dede'ye bağlandı.
Taşlıcalı Yahya 1582'de Bosna'da vefat
etti.
Edebi Kişiliği
- 16. yüzyıl Divan Edebiyatı'nın önemli
şairlerindendir.
- Mesnevi türünde en özgün şair olarak
bilinir. Bu anlamda yaşadığı dönemde Fuzuli'den sonra en büyük
mesnevi şairi olarak tanınır.
- Hamsesi ile de ön plana çıkan Taşlıcalı Yahya;
hamsesini Kanuni Sultan Süleyman döneminde yazar. Bütün mesnevilerinde
Kanuni Sultan Süleyman'ı över.
- Mesnevi türünde daha öncekiler gibi İran
edebiyatına bağlı kalmayıp yerli motifler kullanır.
- Hem hamsesi hem de divanı olan bir şairdir.
- Korkusuz ve atılgan bir kişiliğe sahip olan
Taşlıcalı Yahya, savaşlarda gösterdiği yararlılıklardan eserlerinde
iftiharla bahseder.
- Samimi ve akıcı bir üslubu olan Taşlıcalı Yahya,
Türkçe düşünme ve söyleme geleneğine bağlı biri olarak bilinir.
- Mesnevi, kaside ve gazellerinde yerli motifler,
mahalli renk ve çizgiler ön plana çıkan sanatçı bunlarda sade ve temiz bir
dil kullanır.
- Eserlerinde dönemin siyasi, toplumsal ve askeri
özelliklerini yansıtan çok değerli bilgiler vardır.
- Taşlıcalı Yahya'ya asıl ününü kazandıran eseri
"Yusuf u Züleyha" mesnevisidir. Bu mesnevisini haca gittiğinde
Filistin dolaylarında dolaşırken aldığı ilhamla oluşturur.
- Taşlıcalı Yahya'nın iki tanesi basılmış beş
mesnevisi vardır. (Gencine-i Raz, Şah ü Geda, Yusuf u Züleyha, Gülşen-i
Envar, Usûlname)
- Şehzade Mustafa'nın (Kanuni Sultan Süleyman'ın
büyük oğlu) boğdurulması nedeniyle kaleme aldığı mersiyesi büyük ses
getirir.
Divan: Divan, üç defa tertip edilmiş her seferinde divanda önemli değişiklikler yapılmış, Şemsi Ahmet Bey'e takdim edilmiştir. Eserin altı nüshasının karşılaştırılmasıyla tenkitli basımı Mehmet Çavuşoğlu tarafından yapılmıştır.
Yusuf u Züleyha: Türk edebiyatında bu isimle yazılmış en başarılı mesnevi olarak kabul edilir. Bir aşk macerası olan "Yusuf u Züleyha" aslında bir İbrani menkıbesidir. Şark edebiyatının da en başarılı eserleri arasında yer alan eserde aşk ve ihtirasın merkezi olarak "Züleyha" yer alır. Yusuf ise eserde nefse hâkimiyetin kuvvetli ve hayali bir tipi olarak geçer.
Şah u Geda: Eser, platonik bir aşkla vurulan Gedâ ve Şâh ismindeki kişilerin hikâyesidir.
Gencine-i Raz: Eser, ahlaki ve dini hikâyelerden oluşmaktadır. Taşlıcalı Yahya, bu eserini peygamberi rüyasında gördüğü için kaleme alır. 1540 yılında yazılmış olan eser Kanuni'ye ithaf edilir.
Gülşen-i Envar: Dini-ahlaki öykü ve temsillerden oluşan bir eserdir. Eserde dikkat çeken bir özellik de Süleymaniye Camisi'ne yapılan övgüdür.
Örnek 1
Sun sâgarı sâkî bana mestâne disünler
Uslanmadı gitti gör o dîvâne disünler
Peymânesini her kişi doldurmada bunda
Şimden gerü bu meclise mey-hâne disünler
Dil hânesini yık koma taş üstüne bir taş
Sen yap anı elller ana vîrâne disünler
Gönlünde senin gayr ü sivâ sureti n'eyler
Lâyık mı bu kim Kâ'be'ye büt-hâne disünler
Yahyâ'nın olup sözleri hep sırr-ı mahabbet
Yarân işidüb söyleme yabane disünler
Taşlıcalı Yahya
Sun kadehi saki bana mestane desinler
Uslanmadı gitti gör o deli olmuş desinler
Kadehini burada doldurmada her kişi
Bundan sonra bu meclise meyhane desinler
Gönül evini yık taş üstüne bir taş bırakma
Sen yap da yabancı kişiler ona virane desinler
Gönlünde başkasının sureti olsa neye yarar
Kâbe'ye puthane demek uygun değildir
Yahya'nın sözleri daim olarak bir aşkın sırrı olsun
Dostlar duyup başka kişilere söyleme desinler
Kâş ki sevdüğümi sevse kamu ehl-i cihân
Sözümüz cümle hemân kıssa-i cânân olsa
Bir demür tağı delüp boynına almak gibidür
Her kişi âşık olurdı eger âsân olsa
Şâdmânam gam-ı yâr ile sevinmez yokdur
Bir gedâ cümle cihân mülkine sultân olsa
Cân atar karşu çıkar izzet eder ey Yahyâ
Hançer-i dilber ile bir çıkışur cân olsa
Taşlıcalı Yahya
Günümüz Türkçesiyle
Dünyâ evi benim deli gönlüm gibi yansa yıkılsa
Ne dünyâ ne can ne de ayrılık olsa
Keşke benim sevdiğimi bütün kişiler sevseydi de
Hepimiz onu konuşup sürekli ondan söz etseydik
Âşık olmak demir olan bir dağı delip boynuna almak gibidir
Eğer âşık olmak kolay olsaydı herkes âşık olurdu.
Bende sevgilinin derdi olduğu için mutluyum
Bir dilenci dünyanın tümüne hâkim olsa sevinmez mi?
Sevgilinin hançeriyle baş edebilecek bir can eğer olsa
Hemen karşılar, adeta can atar, ona saygı gösterirdi.
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder