Aydın, yazar, şair ve devlet adamı olan Süleyman Nazif, 29 Ocak 1870'de Diyarbakır'da doğdu. Diyarbakır'da Rüştiye öğrenimi gören Nazif, sonrasında öğrenimini özel yollarla devam ettirdi. Arapça ve Fransızcayı öğrendi.
II. Abdülhamit'in yönetimine karşı mücadele etmek için Paris'e kaçtı. Süleyman Nazif, ilk şiir kitabı olan "Gizli Figanlar"ı Mısır'da bastırdı. 1908'de II. Meşrutiyet'in ilan edilmesinden sonra İstanbul'a döndü. İttihat ve Terakki Partisi'ne üye oldu. Sırasıyla Musul ve Bağdat valiliği yaptı.
Süleyman Nazif, 1915'te devlet memurluğundan ayrılarak bütün vaktini yazarlığa ayırdı. Yazılarını "Batarya ile Ateş" ismiyle bastırdı. 1918'de ikinci şiir kitabı olan "Firak-ı Irak"ı yayımladı. İtilaf devletlerine işgallerinden ötürü sert eleştirilerde bulununca İngilizler tarafından Malta Adası'na sürüldü. 20 ay kaldığı Malta Adası'nda "Çal Çoban Çal" isimli eseri bastırıldı.
Malta sürgünü dönüşünde tekrar milli duyguları harekete geçiren yazılar kaleme aldı. Süleyman Nazif, Malta'da iken duygularını dile getirdiği "Malta Geceleri" ismindeki üçüncü şiir kitabını 1924'te yayımladı.
Ömrünün
sonlarına doğru yoksul düşer. Süleyman Nazif 4 Ocak 1927'de zatürreden
İstanbul'da öldü.
Süleyman Nazif, Servetifünun Edebiyatı'nın şair ve yazarlarındandır. Servetifünun topluluğuna katıldıktan sonra bireysel konuları işlemiş; 1908'den sonra ise toplumsal konulara yönelmiştir. Bu dönemde sanat anlayışında değişiklik yaşanmış ve "toplum için sanat" anlayışını benimsemiştir.
Doğu ve Batı edebiyatlarına hâkim olan Süleyman Nazif daha çok Tanzimat Edebiyatı'nın etkisinde kalmıştır. Süleyman Nazif'te hem şiir hem de düzyazı alanında Namık Kemal'in etkisi belirgin bir şekilde görülür. Bu da sanatçının toplumcu bir anlayışa sahip olduğunu gösterir.
Süleyman Nazif, bir fikir adamı değil his ve heyecanına göre hareket eden bir sanatçı olarak bilinir. Fikirleri, ruh durumuna göre şekillenmiştir. Bu anlamda Süleyman Nazif'te yer yer zıt fikirlere rastlamak da mümkündür. Bu durum nesirlerine oranla şiirlerinde daha belirgindir.
1908'den sonra sosyal konulara yönelir. Milli duyguları işlemeye başlar. Devletin ve milletin karşı karşıya kaldığı felaketlere adeta isyan edip vatan ve millet sevgisini içeren eserler kaleme alır. Kısacası bu devirde Namık Kemal gibi Süleyman Nazif de özgürlük, vatan ve adalet konularını ön plana çıkarır. Osmanlıcılıktan Türkçülük fikrine döner.
İyi bir hatip olan Süleyman Nazif, yapıtlarında ağır ve süslü bir dil kullanır. Eserlerinde son derece coşkulu ve yiğitçe bir söyleyiş göze çarpar. Sanatçı, Osmanlıcanın ve aruz kalıplarının şiir sanatını zenginleştirdiğini savunur. Şiirlerinde ilkin aruz ölçüsünü kullanır daha sonra hece ölçüsüne yönelir.
Yergi, nükte ve fıkralarını bir araya getirerek kitaplaştırır. Özellikle yergi türünde ustalaşır. Süleyman Nazif, ayrıca Mehmet Akif Ersoy, Fuzuli ve Namık Kemal gibi inceleme kitapları da kaleme alır.
Süleyman Nazif, "Daüssıla" ismindeki şiirinde milli duygu ve
ıstırapları anlatır.
Gizli
Figanlar
Firak-ı
Irak
Batarya
ile Ateş
Malta
Geceleri
Fuzuli
Mehmet
Akif
Namık
Kemal
Çal
Çoban Çal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder