Sami Paşazade Sezai (1860-1936)

sami pasazade sezai

Siyasetçi, diplomat ve yazar kimlikleriyle bilinen Sami Paşazade Sezai, 1859'da İstanbul'da doğdu. Babasının konağında özel öğrenim görerek tahsiline başladı. Burada Arapça, Farsça, Fransızca ve Almanca öğrendi. Görev nedeniyle gittiği Londra'da da İngilizce öğrendi.

Sami Paşazade Sezai'nin "Maarif" başlıklı ilk yazısı "Kamer" gazetesinde 1874'te yayımlandı. Bu eser onun tanınmasında büyük rol oynadı. "Şir" ismindeki üç perdelik oyunu da 1879'da yayımlandı.

Yirmi yaşına kadar hiçbir görev kabul etmeyen Sami Paşazade Sezai, 1880'de ilk görevi olan Evkaf Nezareti Mektubi Kalemi'ne memur oldu. Babasının vefatıyla da Londra elçiliğinde görevlendirildi. Burada olduğu sürede Fransız ve İngiliz edebiyatlarını yakından tanıma fırsatı buldu.

Şapka Kanunu'na muhalefet ettiği gerekçesiyle elçilik görevinden azledilip İstanbul'a dönmek zorunda kaldı. İstanbul'da kaldığı 1885-1901 yılları arasında edebi anlamda çok verimli bir dönem geçirdi.

Sami Paşazade Sezai, çok verimli bir sanatçı olmayıp "Sergüzeşt" romanıyla ön plana çıktı. Bu eseri onu Türk edebiyatının ilk romancıları arasına soktu. 1891'de hikâyelerini "Küçük Şeyler" ismindeki kitabında; bazı makale ve hikâyelerini ise "Rümuzü'l Edeb" ismindeki kitabında topladı.

1901-1908 yılları arasında Paris'te kaldı. Paris'te olduğu zaman diliminde Jön Türkler ile tanıştı. İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne katıldı.

Sami Paşazade Sezai, II. Meşrutiyet'in ilan edilmesiyle İstanbul'a döndü. Hemen akabinde Madrid'e elçi olarak görevlendirildi. Oradan da İsviçre'ye geçti ve uzun süre orada kaldı. 1921 yılında tekrar İstanbul'a döndü ve emekliye sevk edildi.

Çok sevdiği yeğeni İclal'in ölümü üzerine mensur tarzda bir mersiye kaleme aldı. Nesir ve anılarını da bunun yanında 1924'te yayımladığı "İclal" ismindeki kitabında topladı.

Sami Paşazade Sezai, 26 Nisan 1936'da İstanbul'da zatürre hastalığından yaşamını yitirdi. Cenazesi Göksu Mezarlığı'na defnedildi.

 
Edebi Kişiliği

Tanzimat II. Dönem sanatçılarından olan Sami Paşazade Sezai, "sanat için sanat"  anlayışına bağlıdır. 1874'te "Kamer" gazetesinde yayımlanan yazılarıyla tanınan sanatçı Tanzimat II. Dönem roman ve öykü yazarı olarak öne çıkar.

Birçok türde eser vermesine karşın asıl ününü realist çizgide verdiği roman ve hikâyeleriyle kazanır. Roman ve öykülerinde realizm akımının etkisinde kalır. Romancılığımızı realizme yönelten kişidir. Şiirlerinde ise romantizmin etkisi görülür.

Sami Paşazade Sezai'nin eserlerinde gerçekçi olduğu ve gözleme yer verdiği görülür. Roman ve öykülerinde halkın içindeki kahramanları kendi dilleri, çevreleri ve günlük yaşantısıyla olduğu gibi realist bir şekilde yansıtır. Devrine göre roman ve hikâyelerinde güçlü bir gözlem gücüne sahiptir. Küçük, önemsiz, şaşırtıcı konu ve olayları ruh çözümlemeleri ile doğal ve günlük konuşma diliyle işler.

Divan Edebiyatı'na karşı çıkan Sami Paşazade Sezai, Namık Kemal ve Abdülhak Hamit Tarhan'ın etkisiyle Batı edebiyatına yönelir. Modern tarzda kısa hikâyelerin kurucularındandır. Alphonse Daudet'ten esinlenerek yazmış olduğu Batı tarzındaki öyküleri ile tanınır. 

"Esaret" ve "zavallılık duygusu" temaları eserlerinde önemli bir yer tutar. Özellikle "Sergüzeşt" romanı ve Batılı yazarlardan esinlenerek kaleme aldığı "Küçük Şeyler" adlı hikâye kitabı ona büyük ün kazandırır.

Bir paşazade ile cariyenin aşk öyküsünün anlatıldığı "Sergüzeşt" romanında realist bir üslupla esaretin, esir ticaretinin sosyal hayattaki yerine dikkatleri çeker. Burada Kölelik kavramını eleştirir, özgürlüğü savunur. Eserde Kafkasya'dan kaçırılan zavallı ve aynı zamanda kimsesiz olan Dilber adlı kızın trajedisini konu edinir. Sami Paşazade Sezai, "Sergüzeşt" romanında köleliği eleştirip kişi hak ve özgürlüklerini savunduğundan Servetifünun romanı üzerinde etkili olur. Bu eser aynı zamanda romantizmden realizme geçiş özellikleri taşır. Eserde, özellikle de Fransız realizminin izleri ön plana çıkar.

"Küçük Şeyler", Batılı tarzda modern, gerçekçi ilk öykü örneği sayılır. Bu kitap ile Sami Paşazade Sezai, Servetifünun yazarlarını etkilemeyi başarır.

"Jack" ismindeki romanı Türkçeye çevirir.

"Şîr" oyunu, sanatçının ilk eseridir. Çok genç yaşta kaleme aldığı için eserde acemilikler oldukça fazla yer alır. Üç perdelik ve dili sade olan oyununu sahnelemek için değil oynanmak için kaleme alır.

Eserlerinde betimlemelerin olduğu bölümler hariç özellikle de konuşma bölümlerinde sade ve yapmacıksız bir dil kullanır.

 
Eserleri

Roman

Sergüzeşt

Öykü

Küçük Şeyler

Kediler

İclal

Hiç

Düğün

Düzyazı

Rümuzu'l Edep

Oyun

Şîr

Ayrıca bakınız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder