"Server Bedi" takma adıyla bilinen ve yazar kimliğiyle öne çıkan Peyami Safa, 2 Nisan 1899'da İstanbul'da dünyaya geldi. Servet-i Fünun dönemi şairlerinden İsmail Safa'nın oğludur. Sivas'a sürgüne gönderilen babasının orada ölmesi neticesinde yetim kalır ve "Yetim-i Safa" adıyla anılır. Yetim kalması ve sekiz yaşında yakalandığı kemik hastalığı neticesinde fiziksel ve ruhsal bir bunalım yaşar ve düzenli eğitimden yoksun kalır. Bir yandan çalışıp bir yandan da kendini yetiştirmeye çalışır. Henüz 13 yaşında hayata atılır. Hastalık ve yoksulluktan öğrenimini sürdürdüğü Vefa İdadisini terk etmek zorunda kalır.
Peyami Safa, Keteon Matbaasında bir süre çalıştıktan sonra Posta-Telgraf Nezareti'ne girip 1914'e kadar burada çalışır. Sonra öğretmenlik yapmaya başlar. Rehber-i İttihat Mektebindeki bu öğretmenlik yıllarında Fransızcasını geliştirir. Fransızcayı gramer kitabı yazabilecek seviyede öğrenir. "Biz İnsanlar" isimli eserinde bu yıllarını anlatır.
Peyami Safa, 1918 yılında öğretmenlikten ayrılarak gazetecilik yapmaya başlar. Babaları gibi şair olan amcaları Ahmet Vefa ve Ali Kâmi'nin yönlendirmeleriyle edebiyata yönelir. "20. Asır" ismindeki akşam gazetesinde "Asrın Hikâyeleri" başlığıyla ilkin imzasız sonra da "Server Bedi" takma ismiyle yazılar yazar. Peyami Safa daha sonra "Son Telgraf", "Tasvir-i Efkâr" ve "Tercüman" gazetelerinde yazılar kaleme alır. "Cumhuriyet" gazetesinde 1940 yılına dek fıkra ve makaleler yayımlar. 1960'lı yıllara kadar "Milliyet" gazetesi başta olmak üzere birçok dergi ve gazetede yazılar yazar. 27 Mayıs'tan sonra da "Son Havadis" gazetesinde yazmaya başlayan Peyami Safa, "Kültür Haftası" ve "Türk Düşüncesi" adlarında iki adet de dergi çıkarır.
Peyami Safa, bir hastanın psikolojisini anlattığı otobiyografik romanı olan "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu" ile asıl ününe kavuşur. Ayrıca 1922-1939 yılları arasında "Şimşek", "Fatih-Harbiye", "Biz İnsanlar" romanlarını yayımlar. Böylece edebi çevrelerce tanınır. 1949'da da "Matmazel Noralya'nın Koltuğu" romanını yayımlar.
Peyami Safa, 15 Haziran
1961'de İstanbul'da geçirdiği beyin kanaması sonucunda hayata veda eder.
Cenazesi, Edirnekapı Şehitliği'ne defnedilir.
- Bireyin iç dünyasını esas alan romancılardandır.
- Psiko-sosyal tarafı ağır basan eserleriyle
tanınan Peyami Safa, eserlerinde olaya değil psikolojik tahlillere ve ruh
çözümlemelerine ağırlık verir. Özellikle psikolojik romanın en başarılı
örneklerini verir.
- Romanlarında Doğu-Batı kültürü, madde-ruh-insan
psikolojisi ve toplumsal değişmenin sonucunda oluşan bunalımları kaleme
alır.
- Yer, çevre, kişi ve davranışlarının tasvirine
önem veren Peyami Safa, kişilerin psikolojik durumu üzerinde de ısrarla
durur.
- Felsefe, edebiyat, tıp, resim, hukuk, tarih,
sosyoloji, musiki, psikoloji konularında geniş bilgiye sahip olan Peyami
Safa, öğretmenlik de yapar.
- Ders kitapları yazar.
- Sanat kaygısı ile yazdığı eserlerinde kendi
ismini kullanan Peyami Safa, para kaygısıyla yazdığı sıradan
yazılarda annesi Server Bedia'nın isminden esinlenerek oluşturduğu
"Server Bedii" takma adını kullanır. Bu adla kaleme aldığı
"Cingöz Recai" adındaki polisiye dizi romanları çok büyük ilgi
görür. Ayrıca yine bu isimle yazdığı "Cumbadan Rumbaya" ve "Selma
ve Gölgesi" adlı romanları da oldukça dikkat çeker.
- Vefatından evvel ruh ötesi konularına eğilir.
- Makale, fıkra, roman ve hikâye türlerinde de
eserler verir.
- Sanatlı anlatımı ve uzun cümleleri anlatımını
zorlaştırır.
- Ayrıntıları ressam gibi yansıtır.
- Bilinç akımı, iç konuşma gibi anlatım
tekniklerinden yararlanır.
- Kişileri kültürlerine, kişilik ve yaşam
şekillerine uygun bir şekilde konuşturur.
- Fikir adamlığı ve polemikçiliğiyle de öne çıkar.
Nazım Hikmet, Nurullah Ataç, Muhsin Ertuğrul, Aziz Nesin, Zekeriya Sertel
ile girdiği polemiklerle de hatırlanır.
- Otobiyografik roman özelliği taşıyan
"Dokuzuncu Hariciye Koğuşu" romanında kendi hayatının bir
bölümünü anlatır. Roman, anlatımdaki yalınlık, psikolojik çözümlemelerdeki
başarı ve gerçekçi betimlemelerle de ön plana çıkar.
- "Fatih-Harbiye"de Doğu-Batı çelişkisini
oldukça etkileyici bir dille anlatır. Peyami Safa, eserde,
mesleğinin getirdiği ustalığın etkisiyle psikolojik tahlillerde oldukça
başarı gösterir.
- "Sözde Kızlar" romanında mütareke
yıllarındaki ahlaki bozukluklara yönelir.
- "Matmazel Noralya'nın Koltuğu"
yapıtında da mistisizmi ön plana çıkarır. 1949'da yayımlanan bu eserinde
tıp öğrenimi sırasında bunalıma girip felsefeye yönelen ve bunun sonucunda
mistisizmde karan kılan bir genci anlatır.
Şimşek
Gençliğimiz
Sözde
Kızlar
Mahşer
Bir
Akşamdı
Sürgülerin
Gölgesinde
Canan
Bir
Genç Kız Kalbinin Cürmü
Dokuzuncu
Hariciye Koğuşu
Fatih-Harbiye
Bir
Tereddüdün Romanı
Attila
Biz
İnsanlar
Matmazel
Noralya'nın Koltuğu
Felsefi
Buhran
Türk İnkılabına Bakışlar
Millet ve İnsan
Merhabalar,
YanıtlaSilPeyami Safa’nın “Cumbadan Rumbaya” romanından altını çizdiğim 20 muhteşem alıntıyı izniniz olursa ben de sizinle paylaşmayı çok isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/peyami-safa-cumbadan-rumbaya-romanindan-altini-cizdigim-20-etkileyici-alinti/
Güzel okumalar dilerim,
edebiyatla ve sağlıcakla kalın.