Necati Bey, 15. yüzyılın ikinci yarısında
yetişen şairlerin başında gelir. Hayatı hakkında kaynaklarda fazla bilgi
bulunmayan ve asıl adı İsa olan Necati Bey, fakir bir ailenin çocuğu olarak
dünyaya gelir. Küçük yaşlarda hem yetim hem de öksüz kalır.
Devrindeki ilim ve sanat anlayışı doğrultusunda birçok divan sanatçısından farklı olarak özel bir eğitim görmeyip kendi kendini yetiştirir. Necati Bey, kısa bir süre içerisinde halkın ilgi ve beğenisini kazanarak büyük bir üne kavuşur ve "Hüsrev-i Rum" olarak anılır.
Fatih'e sunduğu "şitaiye" ve "bahariye" kasideleri onun divan kâtibi olmasını sağlar. Yıldırım Bayezid döneminde ise Bayezid'e sunduğu kasidelerle onun takdirini kazanır ve himayesine girer. Resmi olarak son görevi nişancılık olan Necati Bey, hayatının son demlerinde bir köşeye çekilir ve dostlarıyla sohbet etmeye kendini adar.
Necati Bey, 1509'da hayata veda etmiştir.
Mezarının nerede olduğu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
Edebi Kişiliği
- Türk divan şiirinin 15. yüzyıl sonlarının en önemli temsilcilerindendir.
- Necati Bey, 15. yüzyılın gazel ustası sayılır.
- Gazellerinde aşk ve rindleri (güzelleri) konu edinir.
- Fatih devri sanatçısı olsa da II. Bayezid tarafından korunmuş ve ondan büyük bir ilgi görmüştür.
- Şiirlerinde atasözlerine ve halk söyleyişlerine yer vererek Divan Edebiyatı'nda bir nev'i Mahallileşme akımını başlatır. Bu atasözleri ve söyleyişleri hemen hemen her gazelinde yer alır.
- Necati Bey'in kaside, mersiye ve gazellerinde kendine has buluşlar ve benzetmeler dikkat çeker.
- Yoğun anlam içeren sözleri halkın anlayabileceği bir şekilde dile getirir.
- Şiirlerinde yalın bir dil kullanan Necati Bey, süslü üsluptan ısrarla kaçınır.
- Üslubunda yaratılıştan gelen bir içtenlik ve doğallık söz konusudur.
- Türkçeyi Arapça ve Farsçanın etkilerine karşı korumaya çalışır. Divan şiirini İran şiirinin etkisinden uzaklaştırarak halk dili ve kültürünü ön plana çıkarır bunu da şiirlerine yansıtır.
- Sadece Divan sahibi olup başka eseri bulunmamaktadır.
- Gazellerinin etkililiği Fuzuli ve Baki tarafından bunlara nazireler yazılmasını sağlamıştır.
- Kastamonu'da olduğu sıralarda yazdığı ünlü "döne döne" redifli gazeliyle kısa sürede tanınmıştır.
- Şiir dilinde Ahmet Dai'nin etkisinde kalmıştır.
- Şiirine yaşadığı dönemin olaylarını sokmuş halkın psikolojisine özellikle önem vermiştir.
- Manzumelerinde soru cümleleri, hitap ve öğütler ön plana çıkar.
- Necati Bey, sanatıyla kendisinden sonra gelen pek çok sanatçıyı etkiler.
Eserleri
Necati Bey'in Şiirlerinden Örnekler
Örnek 1
Çıkalı
göklere âhım şererî döne döne
Yandı kandil-i sipihrün cigeri döne döne
Ayagı
yer mi basar zülfüne ber-dâr olanın
Zevk u şevkîle virür cân u seri döne döne
Sen
turup raks idesin karşuna ben boynum egem
İne zülfün koca sen sîm-beri döne döne
Şâm-ı
zülfünle gönül mısrı harâb oldı deyü
Sana iletdi kebûter haberi döne döne
Sen
olasın deyü yer yer asılub âyîneler
Gelene gidene eyler nazarı döne döne
Ka'be
olmasa kapun ayla gün leyl ü nehâr
Eylemezlerdi tavâf ol güzerî döne döne
Ey
necâtî yaraşur mutribî şeh meclisinün
Raks urub okıya bu şi'r-i teri döne döne
Günümüz Türkçesiyle
1. Ahımın kıvılcımları göklere döne döne çıktığından bu yana feleğin güneşinin ciğeri döne döne yandı.
2. Saçına asılanın ayağı yere mi basar? O zevkle mutlulukla canını ve başını döne döne verir.
3. Güvercin, Şam şehrini anımsatan saçınla Mısır ülkesi kadar olan güzelliğinin harap olduğu haberini döne döne sana haber ulaştırdı.
4. Sen kalkıp raks edip saçların inip sen gümüş misali ak göğüslüyü kucaklayacaksın; bense senin karşında boynumu eğip duracağım.
5. Kapın Kâbe misali değerli olmasaydı ay ve güneş her gece gündüz orayı tekrar tekrar tavaf ederek etrafında dönmezdi.
6. Yer yer asıllı duran aynalar, gelen kişi sen olabilirsin diye gelen gidene döne döne bakar.
7. Ey Necati! Padişah meclisinin
çalgıcısının bu taze şiiri dans ederek döne döne söylemesi ona yakışır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder