"Gurbet Şairi" olarak tanınan şair ve siyasetçi Kemalettin Kamu, 15 Eylül 1901'de Bayburt'ta doğdu. Çocukluk yılları babasının memur olduğu Erzurum civarında geçti. Ortaokula Erzurum'da başlayıp ortaokulu Erzincan Refahiye'de tamamladı. Küçük yaşlarda babasını kaybetti. Annesiyle önce Sivas sonra da Kayseri'ye gitti. Bursa'da da kısa bir süre bulundu.
Kemalettin Kamu, öğrenimine devam etmek üzere tekrar İstanbul'a gitti. Burada kaleme aldığı şiirlerini Süleyman Nazif'in gazetesinde yayımladı. İstanbul'un işgal edilmesiyle ünlü "Gurbet" şiirini kaleme aldı. İşgalle birlikte İstanbul'u terk edip Ankara'ya gitti. Ankara'da Matbuat Genel Müdürlüğü'nde çalıştı. Kısa bir süre sonra başyazar oldu. 1933'te Anadolu Ajansı temsilcisi olarak Paris'e gitti. Burada siyasal bilimler alanında eğitim aldı. 1938'de öğrenimini tamamlayıp önce İstanbul'a sonra Ankara'ya gitti.
Yazın hayatına ilk şiiri olan "Şam"ı yayımlayarak başladı. Ona asıl ün kazandıran ikinci şiiri "Türk'ün İlahisi" Büyük Mecmua'da yayımlandı. Milli Mücadele yıllarında "Dergâh" dergisinde çıkan şiirleriyle ün kazandı. "Varlık" ve "Oluş" dergilerinde şiirleri çıktı. Şiirleri, ölümünden sonra "Kemalettin Kamu, Hayatı, Şahsiyeti ve Şiirleri" isimli kitapta toplandı. "Hâkimiyet-i Milliye" ve "Yeni Gün" gazetelerinde yazılar yazdı. Atatürk ve İsmet İnönü'nün çeşitli gezilerine katıldı.
Kemalettin Kamu, 1939'da Rize milletvekili
olarak meclise girdi. İki dönem Rize; bir dönemde Erzurum milletvekili olarak
görev yaptı. Türk Dil Kurumu'nda görev aldı. 16 Mart 1948'de geçirdiği ani kalp
krizi sonucu Ankara'da hayata veda etti. Ankara Cebeci Mezarlığı'na defnedildi.
- Memleketçi şairlerden olup Milli Edebiyat
geleneğini sürdürür.
- Şiirlerinde ağırlıklı olarak vatan sevgisi,
savaş, aşk, gurbet ve doğa temalarını işler. Şiirleri çok samimi duygular
içeren lirik şiirler olarak ön plana çıkar.
- Yazın hayatına aruz vezniyle yazdığı şiirlerle
başlar, Milli Edebiyat'ın tesiriyle hece ölçüsüne yönelir. Hece ölçüsünün
daha çok 11'li kalıbını kullanır.
- "Gurbet şairi" unvanıyla bilinir.
Gurbet duygusunu bizzat yaşar, bunu da şiirlerine yansıtır. Doğduğu şehir
olan Bayburt'u terk etmek zorunda kalması Kemalettin Kamu'da gurbet
duygusunun zirve yapmasına neden olur.
- Daha çok epik, lirik ve pastoral şiirler kaleme
alır.
- Şiirlerinde halk şiiri geleneğinden yararlanır.
- İstiklal Marşı yarışmasına katılan şairler
arasında yer alır.
- Süsten uzak, yalın, ahenkli ve yapmacıksız bir
dil kullanır.
- Pastoral şiir türünün en güzel örneklerinden
sayılan "Bingöl Çobanları" şiiri ona büyük bir ün kazandırır.
Şiirde Anadolu insanını işler. Şiirdeki "Gönlümü yayla yaptım Bingöl
çobanlarına" dizesi unutulmaz dizeler arasında yer alır.
"Gurbet", Kemalettin Kamu'nun diğer önemli bir şiiri olarak ön
plana çıkar.
- Şiirleri, okullarda ders kitaplarında yer alır.
- Şiirleri ölümünden sonra "Kemalettin Kamu,
Hayatı, Şahsiyeti ve Şiirleri" adı altında derlenerek yayımlanır.
Örnek 1
BİNGÖL ÇOBANLARI
Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum.
Bu dağların en eski âşinasıdır soyum,
Bekçileri gibiyiz ebanced buraların.
Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların
Görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi,
Her gün aynı pınardan doldurur destimizi
Kırlara açılırız çıngıraklarımızla...
Okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski, yeni;
Kuzular bize söyler yılların geçtiğini.
Arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek;
Önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek,
Dolaştırıp dururuz aynı daüssılayı;
Her adım uyandırır ayrı bir hatırayı:
Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burda,
Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam;
Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda,
"Suna"mın başka köye gelin gittiği akşam.
Gün biter, sürü yatar ve sararan bir ayla,
Çoban hicranlarını basar bağrına yayla.
-Kuru bir yaprak gibi kalbini eline al,
Diye hıçkırır kaval:
Bir çoban parçasısın olmasan bile koyun,
Daima eğeceksin, başkalarına boyun;
Hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı,
Yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı
Uçan kuşları düşün, geçen kervanları an!
Mademki kara bahtın adını koydu: Çoban!
Nasıl yaşadığından, ne içip yediğinden,
Çıngırak seslerinin dağlara dediğinden
Anlattı uzun uzun.
Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun
Nadir duyabildiği taze bir heyecanla...
Karıştım o gün bugün bu zavallı çobanla
Bingöl yaylarının mavi dumanlarına,
Gönlümü yayla yaptım Bingöl çobanlarına!
Kemalettin Kamu
GURBET
Gurbet o kadar acı
Ki ne varsa içimde
Hepsi bana yabancı,
Hepsi başka biçimde.
Eriyorum gitgide;
Elveda her ümide.
Gurbet benliğimi de
Bitirmiş bir içimde.
Ne arzum, ne emelim...
Yaralanmış bir elim
Ben gurbette değilim,
Gurbet benim içimde.
Kemalettin Kamu
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder