Yazar kimliğiyle öne çıkan Kemal Bilbaşar, 1910 yılında Çanakkale'de doğdu. 1929'da Edirne Öğretmen Okulunu, 1935'te de Gazi Eğitim Enstitüsü Tarih Bölümünü okudu. 1937 ile 1961 yılları arasında İzmir Kabataş Ortaokulunda tarih öğretmenliği yaptı. 1961'de emekli olup bir süre siyasetle ilgilenmeye başladı. 1966 yılından sonra da İstanbul'a yerleşip kendini tümüyle yazınsal sanatlara verdi.
Kemal Bilbaşar, yazın hayatına öykü türüyle başladı. İlk öyküsünü 1939'da İlhan İleri ve Cahit Tanyol ile "Aramak" dergisinde yayımladı. Aynı yıl içerisinde ilk kitabı olan "Anadolu'dan Hikâyeler" eseri basıldı. 1943 yılında Türk yazınında yabancılaşma olgusunun ilk örneği sayılan "Denizin Çağrısı" adlı ilk romanını yazdı. Kemal Bilbaşar, 1967 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü'nü aldığı "Cemo" romanıyla tanındı. Bu eseri MEB Tavsiyeli 100 temel eser arasında yer aldı. 1960'tan sonra roman yazmaya ağırlık verdi. Romanları, "Demokrat", "İzmir", "Tan", "Yeni Asır" gazetelerinde ve "Aramak", "Ülkü", "Fikirler", "Yorum", "Yelken", "Yazko" dergilerinde yayımlandı.
II. Dünya Savaşı sonrasında Anadolu köylüsünün geri kalmışlığını eserlerinde işledi. Bir ara tiyatroyla da ilgilendi. Radyo oyunları, senaryo ve ders kitapları da yazan Kemal Bilbaşar, 21 Ocak 1983'te İstanbul'da öldü.
Edebi Kişiliği
- Toplumcu-gerçekçi anlayışla eser veren
yazarlardandır.
- Türkçe öğretmenliği yapar.
- Türk edebiyatında destanları andıran romanları ve
Anadolu kasabalarının ruhunu yansıtan hikâyeleri ile tanınır.
- Anadolu insanının gelenek, inanç, töre ve
adetlerini, çağa ayak uyduramayan maddi sıkıntılar içerisinde bulunan
köylülerin sorunlarını, mutsuz ve dertlileri roman ve hikâyelerinde
işledi.
- II. Dünya Savaşı'nın ardından çok partili sisteme
geçildiği yıllarda demokratik ortamın yarattığı çelişkiler üzerinde
durdu.
- Doğu Anadolu köylüsünün geri kalmışlığını dile
getirdi. Doğu Anadolu'daki feodal toplum yapısına eserleriyle ışık tuttu.
- 18. yüzyılda Osmanlılar ile birlikte Ruslara
karşı mücadele eden Çerkezlerin yaşam şartlarını, geleneklerini bütün
ayrıntılarıyla ele aldı.
- Eserlerindeki olaylar daha çok Batı Anadolu'da
(İzmir ve Bartın başta olmak üzere) geçmesine rağmen bütün Anadolu
coğrafyasını eserlerinde işledi.
- Refik Halit Karay ile başlayan memleket hikâyeciliği
geleneğini devam ettirdi.
- Eserlerinde gözlem önemli bir unsur olarak ön
plana çıkar.
- Ezilmiş kişilerin yaşamlarını anlatırken sade bir
dil kullanan sanatçı özellikle geleneksel halk hikâyeciliği tekniğini
kullandığı romanlarında destansı bir söyleyişi tercih eder.
- Yoksul tabakayı, ezilmişleri anlatırken yer yer
yöresel konuşmalara başvurur.
- Yergici tutumuyla da bilinir.
- Masal, meddah ve destansı anlatım özelliklerini
eserlerinde birleştirmeye çalışır. Halk masalları ve deyişlere eserlerinde
yer verir. Folklordan da yararlanır.
- En önemli romanlarından olan "Cemo"da
Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki ağalık düzenini ve kadın-erkek ilişkisini konu
edinir. Eser, yaşanmış bir aşk öyküsü bağlamında gelişir. Bu eseriyle Türk
Dil Kurumu'nun Roman Ödülü'nü kazanır.
- "Memo" eserinde Doğu Anadolu insanının
dramını yansıtır.
- "Şarkıcı Kız", "Beyaz Rusya", ve "Cemo" yazdığı film senaryoları arasında yer alır.
Pazarlık
Cevizli Bahçe
Irgatların
Öfkesi
Cemo
Denizin
Çağırışı
Ay Tutulduğu
Gece
Memo
Başka Olur
Ağaların Düğünü
Bedoş
Yonca Kız
Zühre Ninem
Kölelik Dönemeci
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder