Türklerin Divan Edebiyatı'na kazandırdığı bir nazım biçimidir. Halk Edebiyatı'ndaki türkünün karşılığıdır. Müzikte, türkünün karşıtı olarak kullanılır.
Şarkı, birçok ses sanatçısı tarafından söylenerek Türk toplumunun musikisinde önemli bir yer tutmaktadır.
Şarkının ilk örneklerine Divan Edebiyatı'nda 11. yüzyılda rastlanır. Şarkı türü Divan Edebiyatı'nda özellikle 18. yüzyılda Lâle Devri'nde gelişmiştir. Şarkı türünün en büyük şairi Divan Edebiyatı ve Lale Devri sanatçısı Nedim'dir. Nedim, Lale Devri'nin şevk ve şatafatını şarkı ile dile getirmiştir.
Nail-i Kadim, Enderunlu Fazıl, Enderunlu Vasıf Divan Edebiyatı'nda şarkı türünün diğer önemli sanatçılarıdır.
Yahya Kemal Beyatlı, 20. yüzyıl Türk
edebiyatında şarkı türünün en önemli sanatçısıdır. Bu devir yani Yeni Türk
edebiyatında şarkılar genellikle iki bentli ve nakaratlıdır.
Şarkı Nazım Biçiminin Özellikleri
- Şarkının oluşmasında türkünün büyük bir etkisi
olmuştur.
- Dörtlüklerle kurulur. Dörtlük sayısı 3-5 arasında
değişir. (Dörtlükten maksat dörder dizelik benttir.) Dörtlüklerden kurulan
musammat da denebilir.
- Besteyle okunmak için yazılan şiirlerdir. Bu
anlamda fazla uzun değillerdir.
- Şarkılarda, aşk, gündelik hayat, sevgilinin
güzellikleri, içki, eğlence gibi konular işlenir.
- Şarkılarda geniş halk kitlelerine ulaşmak esas
alındığından şarkıların dili genellikle sadedir.
- Şarkılarda günlük kullanılan dile ait söyleyişler
ve halk deyişleri çok fazla yer alır.
- Uyak düzeni, birkaç şekilde uygulanır: "aAaA
/ bbbA / cccA" veya "bAbA /cccA /dddA" gibi.
- Genellikle son dizeler nakarat şeklindedir. Bent
sonlarında tekrar edilen dizelerdir.
- Aruz vezninin kıvrak kalıplarıyla söylenir.
Aruzun her kalıbı kullanılabilir.
- Şarkı, zamanla müzik esaslı bir tür halini
almıştır.
- Müziğin en dokunaklı ve en güzel yeri üçüncü
dizedir. Buna "miyan" adı verilir. Bestenin en önemli bölümüdür.
Dördüncü dizeye de "nakarat" adı verilir.
- Şarkılarda son bentte şairin mahlası geçer.
- Türk edebiyatında Enderunlu Vasıf şarkı türünde
en çok eser veren kişi olarak bilinir. En önemli temsilcisi ise kuşkusuz
ki Nedim'dir. Nedim, şarkılarında gazel ve kasidelerine göre daha sade bir
dil kullanmıştır.
Şarkı Türü ile İlgili Örnekler
Örnek 1
Kalbim yine üzgün seni andım derinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Üzgün ve kırılmış gibi en ince yerinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş
Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş
Son demde bu mevsim gibi benzim de kül olmuş
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Yahya Kemal Beyatlı
Nedîm
Örnek 3
Enderunlu
Fazıl
Çözülme zülfüne ey dil-rübâ dil
bağlayanlardan
Kaçınma âteş-i aşkınla bağrın dağlayanlardan
Düşer mi ictinâb etmek seninçün ağlayanlardan
Sirişk-i çeşmimin bak farkı var mı çağlayanlardan
Gelüb vakt-i bahâr âlem safâ-yı gül-şen
etdikde
Nevâ-yı bülbülü gûş-i gül-i ra'nâ işitdikde
Uyub ahbâba sen de seyr-i Sa'd-âbâd'a gitdikde
Sirişk-i çeşmimin bak farkı var mı çağlayanlardan
Senin bir reng-i zîbân var ki gül-berg-i
izârında
Bulunmaz gül-sitân-ı âlemin bâğ-ı bahârında
Otur ihrâma ârâm et bir az havzın kenârında
Sirişk-i çeşmimin bak farkı var mı çağlayanlardan
Hevâ-yı perçeminle başka bir hâlet olur
serde
Yeni başdan misâl-i Vâsıf uğratdın beni derde
Gamınla gerçi çokdan ağlarım ammâ bugünlerde
Sirişk-i çeşmimin bak farkı var mı çağlayanlardan
Enderunlu Vasıf
Örnek 5
Dün kahkahalar
yükseliyorken evinizden,
Bendim geçen, ey sevgili, sandalla denizden!
Gönlümle, uzaklarda bütün bir gece sizden
Bendim geçen, ey sevgili, sandalla denizden!
Dün bezminizin bir ezelî neş'esi vardı,
Saz sesleri tâ fecre kadar Körfez'i sardı;
Vaktâki sular şarkılar inlerken ağardı
Bendim geçen, ey sevgili, sandalla denizden!
Yahya Kemal Beyatlı
Ayrıca bakınız
Paylaşım için teşekkür ederim. Örnek 5'i çok beğendim.
YanıtlaSil