Âşık Feymani, 2 Mayıs 1942'de Osmaniye'nin Kadirli ilçesinin Azaplı köyünde doğdu. Gerçek ismi Osman Taşkaya'dır. 1964'e kadar "Çoban Osman" ismini kullandı. İlkokulu, memleketinde okudu. Daha sonra askere gitti. Askerlik görevini Balıkesir ve Tekirdağ'da tamamladıktan sonra köyüne dönüp çiftçilikle uğraştı.
Doğu Anadolu'da var olan usta-çırak ilişkisi çerçevesinde yetişmeyen Âşık Feymani, daha çok Hazım Demirci, Âşık Hüdai ve Âşık Kul Mustafa'nın etkisi altında kaldı. Karacaoğlan geleneğinde yetiştiği için Karacaoğlan'ı manevi ustası olarak görür.
Âşık Feymani, ilk şiirlerinde "Çoban Osman" mahlasını kullandı. Mahlasını 1964'te rüyasında iri yarı, koyu elbise giymiş bir zatın "Feymani" olarak seslenmesi üzerine aldı. Bir yaz günü söğüt ağacının gölgesinde yattığı sırada rüyasına yaşlı bir zat girer ve ona üç defa mahlasının "Feymani" olduğunu bildirir. Bu saatten sonra da bu mahlasla şiirler söylemeye başlar.
Çukurovalı âşıklar arasında büyük saygınlığı olan Âşık Feymani, halk şiirinin sevilen türlerinden güzelleme, koçaklama, nasihat, taşlama, destan ve devriye tarzında yüzlerce şiir söyler. Feymani ayrıca sağlığında adına şenlikler yapılan ilk âşık olma özelliğine de sahiptir.
1975'te
evlenen Âşık Feymani, dört çocuk sahibidir.
- Âşık Feymânî, Çukurova âşıklık geleneği içerisinde
önemli bir yere sahiptir.
- Oldukça ince bir ruh haline sahip bir gönül
adamıdır.
- "Çoban Osman" tabşırmasıyla şiir
söyler.
- 1960'lı yıllardan bu yana özellikle şiir ve
atışmalarda etkili olur.
- Şiirlerinde işlediği temalar arasında orman ve
tabiat önemli yer tutar.
- Şiirlerinde yer yer tasavvufi deyişlere yer
verir.
- Karacaoğlan'ın etkisiyle türkülü halk hikâyeleri
söyler.
- Taşlamalarıyla da ünlüdür. Hemen hemen her konuda
taşlama söylemiştir.
- Şiirlerinin birçoğunu "Ahu Gözlüm" adlı
kitapta toplar.
Ahu Gözlüm
Alvarlı Reyhani
Barışmam
Mevlana Bugün Bayramdır
Elveda
Anadolum
Böyle Bağlar
Kervan
Örnek 1
GELSİN DE BAK
Dağlar
al yeşil süslenir
Hele bahar gelsin de bak
Bülbül aşkınan seslenir
Güle bahar gelsin de bak
Bayramlığın
giyer dağlar
Her örnekten basın bağlar
Türkü söyleyerek çağlar
Sele bahar gelsin de bak
Emanet
versen götürür
Menziline tez yetirir
Dertliye derman getirir
Yele bahar gelsin de bak
Cennet
sanarsın cihanı
Kalkar dağların dumanı
İner ovanın ceylanı
Çöle bahar gelsin de bak
Dere
kenarında taşlar
Hep yosun tutmağa başlar
Yuva için tüner kuşlar
Dala bahar gelsin de bak
Turnam
kanadını düzler
Ördek avcısını gözler
Çığrışarak konar kazlar
Göle bahar gelsin de bak
Feymani
biter acılar
Kağnılar yürür gıcılar
Kervan düzer yaylacılar
Yola bahar gelsin de bak
Âşık
Feymani
SORAN ÖĞRENİR
Her mücevher değerini bulmazdı,
Sarrafından ayar danışmasaydı.
Kerpiç yığılmayan bina olmazdı,
Ustası mimara yanaşmasaydı.
Köprüsüz
dereden yolcu geçmezdi,
Kuş kanatsız olsa gökte uçmazdı.
Kamili, cahili kimse seçmezdi,
Oturup üç beş laf konuşmasaydı.
Hak
olmasa dağlar yüce olmazdı.
Yük olmasa canlı cüce olmazdı,
Gündüz gündüz olur gece olmazdı,
Dağların ardına gün aşmasaydı.
Feymani
her güzel yar edilmezdi,
Aşka düşmeyince zar edilmezdi.
Hayırlı, hayırsız kar edilmezdi,
Herkes mesleğine sınaşmasaydı.
Âşık Feymani
AHU
GÖZLÜM
Ahu
Gözlüm Tut Elimden
Vazgeçmeden Emelimden
Aşkın Beni Temelinden
Yıkmadan Gel, Yakmadan Gel
Derde
Salmadan Başımı
Noksan Etmeden İşimi
Damla Damla Göz Yaşımı
Dökmeden Gel, Akmadan Gel
Feymani’yim,
Kaçma Benden
Usanmadı Gönül Senden
Ecel Tatlı Canı Tenden
Çekmeden Gel Çıkmadan Gel
Âşık Feymani
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder