Öğrenimine mahalle mektebinde başlar Darüşşafaka'da devam eder. Burada edebiyatla tanışır. Okulunu birincilikle bitirdikten sonra PTT'de memur olarak çalışır. Memuriyette atılır atılmaz Sadberk Hanım ile evlenir. Ondan dördü erkek ikisi kız olmak üzere altı çocuğu olur.
İleriki yıllarda Ahmet Rasim, memurluğu kendine göre bir meslek olarak görmeyip yazar olmak ister. İlk yazısını "Tercüman-ı Hakikat" gazetesinde yayımlar. Ahmet Mithat Efendi'den aldığı destekle kendisini tamamen gazeteciliğe verir. Servet-i Fünun dergisinde "Leyal-i Izdırap", "Meşak-ı Hayat" ve "Afife" eserlerini yayımlar.
Ahmet Rasim, sonraki yıllarda Hüseyin Rahmi Gürpınar ile birlikte "Boşboğaz ve Güllabi" ismindeki mizah dergisini çıkarır. Birçok dergi ve gazetede yazıları çıkar. Okullar için yazdığı dil bilgisi, tarih, imla ve aritmetik gibi eserlerini kitaplaştırır.
Müzik
alanında besteleri kendisine ait olan pek çok şarkı sözü yazar. TBMM'de
iki dönem milletvekilliliği yapar. Ömrünün sonlarına doğru ciddi sağlık
sorunları yaşayan Ahmet Rasim, 1932'de İstanbul Heybeliada'daki evinde öldü.
Naaşı Abbas Paşa Mezarlığı'ndadır.
Hayatını kalemi ile kazanan Ahmet Rasim, kendine özgü bir tarzla eserler kaleme alan ve geniş bir okuyucu kitlesi olan Türk edebiyatının çok yönlü önemli sanatçılarındandır.
Servet-i Fünun dergisinde bir süre yazılar kaleme alan ve romanlarını yayımlayan Ahmet Rasim, edebiyattaki Batılılaşmaya karşı çıktığı, Servetifünuncuları eleştirdiği, Edebiyat-ı Cedide çizgisindeki kişilerle uyuşmadığı için bu çizgiden ayrılır. Sonrasında Ahmet Rasim, hiçbir edebi topluluğa katılmamış, sanat hayatını bağımsız bir çizgide sürdürmüş, dönemin bütün siyasi ve edebiyat tartışmalarının dışında kalmıştır.
Ahmet Rasim, halkı eğitmeyi, aydınlatmayı amaçlayan bir sanatçı olup İstanbul'un günlük yaşantısını anlatan makale, fıkra ve anılarıyla tanınır. Anı, fıkra ve makalelerinde oldukça başarılıdır. Adını ilkin fıkraları ile duyurmuş fıkralarında kendine has mizahi bir üslupla okurla buluşmuştur.
Eski İstanbul'un geceleri, Ramazan günleri, gelenek ve görenekleri, çarşı ve sokakları eserlerinde önemli yer tutar. Dönemin İstanbul hayatını bütün ayrıntılarıyla fıkra ve sohbet türündeki yapıtlarıyla dile getiren Ahmet Rasim'in en belirgin özelliği iyimserliği ve her şeyde gülünç bir şey ortaya çıkarmaya çalışmasıdır. Ahmet Rasim, aynı zamanda başarılı bir gözlemci olup gözlemlerini adeta bir ressam gibi tasvir etmiştir.
Ahmet Rasim'in cep romanları ismiyle yayımlanan birçok romanı vardır. Teknik açıdan pek başarılı olmayan bu romanlarda Namık Kemal'in etkisi görülür. Bu romanlar, yalın, açık dili ve kısa cümlelerle oluşturulmuşlardır.
Ahmet Rasim, eserlerinde kısa cümlelerle canlı bir anlatımı seçmiş yalın ve akıcı bir söyleyişi benimsemiştir. Argo ve güncel deyimlerin eserlerinde çok fazla yer aldığı sanatçı, eserlerini bir sohbet havası içinde yazmaya çalışmış ve konuşma dilini kullanmıştır. İstanbul Türkçesinin bütün inceliklerine eserlerinde rastlanılan Ahmet Rasim bu özellikleriyle okuru ilk andan itibaren etkilemeyi başarmıştır.
Zekai Dede'den müzik dersleri almış olan sanatçının güftesi kendisine ait çok 60'a yakın bestesi bulunmaktadır. Bunlardan kırkı günümüze ulaşmıştır. En bilinen güftesi ise "Bu akşam gün batarken / Sakın geç kalma, erken gel" sözleridir.
Fıkra türünün Türk edebiyatındaki ilk önemli ustası olan Ahmet Rasim, elli yılı aşkın yazın hayatında fıkra türünün yanında roman, öykü, tarih, gezi, coğrafya, anı, dil bilgisi gibi pek çok farklı türde eserler kaleme almıştır.
"Şehir Mektupları"nda II.
Abdülhamit devrinin İstanbul'unu, etkili bir gözlem yeteneği ve sağlam, sade,
etkileyici bir üslupla dile getirmiştir.
Fıkra
Şehir
Mektupları
Eşkâl-i
Zaman
Gülüp
Ağladıklarım
Cidd
ü Mizah
Muharir Bu Ya
Anı
Falaka
Gecelerim
Ömr-i Edebi
Gezi
Romanya Mektupları
Roman
Leyal-i
Iztırap
Güzel
Eleni
İlk Sevgi
Sohbet
Ramazan Sohbetleri
Tarih
Resimli ve Haritalı Osmanlı Tarihi
Monografi
İlk
Büyük Muharrirlerden Şinasi
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder