Divan Edebiyatı şairi olan Ahmet Paşa, eğitimini II. Murat döneminde yapar. Bu esnada Arapça ve Farsçayı öğrenir. Vezirlik rütbesine kadar yükselmiş olan Ahmet Paşa, yaşadığı dönemin en büyük şairi olarak kabul edilir.
Ahmet Paşa, padişah ile arası açıldığı için zindana atılır. Bir süre Yedikule zindanlarında ölüm korkusu içinde yaşamış olan Ahmet Paşa, bu zor durumdan kurtulmak için ünlü kerem kasidesini kaleme alır. Bu kasideden haberdar olan Fatih Sultan Mehmet de şiirin güzelliği karşısında oldukça duygulanır ve şairi affeder.
Ahmet Paşa,
1496'da Bursa'da öldü. Muradiye Camisi yakınında kendisinin yaptırdığı medrese
yanında gömülür.
- Ahmet Paşa, 15. yüzyılda Fatih döneminin
özellikle kaside alanında en büyük şairi sayılır. Gazel türünde de oldukça
başarılı birisi olarak bilinir.
- İran şiirindeki ahengi Divan şiirinde
yakalamasıyla "Sultanü'ş Şuara" unvanını alır.
- Şiirlerini "Divan" eserinde bir araya
getirir.
- Ahmet Paşa, şiirlerinde aşkı, günlük olay ve
durumları işler. Beşeri aşk ve din dışı konular şiirlerinde önemli bir yer
tutar.
- Aruzu Türkçeye başarı ile uygular.
- Şiirlerindeki mısra yapısı oldukça sağlamdır.
- Söyleyişi yalın ve içten olan Ahmet Paşa sözcük
seçiminde oldukça hassas davranır.
- Zarif, nüktedan, hazırcevap kişiliğiyle bilinir.
- Edebiyatımızda nazire geleneğini başlatan
şairdir.
- Bütün tezkirecilerin bahsettiği Ahmet Paşa,
şöhretiyle Türkistan'a, İran'a kadar nam salar.
- Necati, Zati, Baki gibi kişiler ona nazireler
yazmışlardır.
Divan
Benefşe
Ab
Kerem Kasidesi
Der Medh-i Sultan Mehmed Hân
Ey muhît-i keremün katresi ummân-ı kerem
Bâğ-ı cûd ebr-i kefünden tolu bârân-ı kerem
Matla-ı subh-ı zafer mihr-i zekâ ebr-i hayâ
Felek izz ü alâ dâver-i devrân-ı kerem
Tâc bahş-ı ser-i sultân-ı salâtin-i cihân
Zînet-i taht u nigîn Hazret-i sultân-ı kerem
Zıll-ı Hakk Şâh Muhammed ki işiği gökinün
Kem-terin ılduzı olur meh-i tâbân-ı kerem
Ayağı toprağıdur cevher-i iksir-i hayât
Âsitânı tozıdur sürme-i ayân-ı kerem
Açılur hulk-ı nesîmiyle gül-i gülşen-i cûd
Bezenür lutfi zülâliyle gülistân-ı kerem
Bahr-ı ahzar ne durur kulzüm-i cûdında habâb
Katre-i feyzi nedür ebr-i dür-efşân-ı kerem
Bî-kıyâs olalı ihsânlarun ey hüccet-i cûd
Kâtı oldı cedel-i haşmunı bürhân-ı kerem
Kefi bir demde nisâr itdüği gencin oşrin
Haşre dek vezni demez kefe-i mizân-ı kerem
Ne melek hûy meliksin ki dem-i lutfun ile
Kevser-i cûd akıdur ravza-i Rıdvân-ı kerem
Ne kerâmet kodı Hakk zât-ı kerîmünde kolur
Ayağun basduğı yir çeşme-i hayvân-ı kerem
Bulmasa nâm-ı şerîfünle şeref-nâme-i cûd
Ebter olaydı kamu defter ü dîvân-ı kerem
Gün gibi saltanatun topı göğe ağsa ne tan
Sana buldı bu meydânda çü çevgân-ı kerem
Bahr-ı cûdun nice şerh olakonun reşhasıdur
Hâsıl-ı kân-ı sehâ mâye-i ummân-ı kerem
Saltanat hilatini kaddüne hayât-ı felek
Râst biçmese açılmazdı girîbân-ı kerem
Ne kadar zer var ise dest-i zer-efşânun ile
Harf-i zer gibi perâkendedür ey kân-ı kerem
Sîm sûretde sitem şekline yazıldığıçün
Tağıdursın anı düşman gibi ey hân-ı kerem
Gök tenûrında kurı kurs okınur mihr ile mâh
Hân-ı lutfunla firâvân olalı nân-ı kerem
Kâse-i hırs toyar sofra-i ihsânundan
Dest-i inâmun ile âm olalı hân-ı kerem
Mihr-i cûdun çemen-i lutfa zer-efşân olalı
Gülşen-i dehri bezer nergis-i bûstân-ı kerem
Bûy-ı hulkundan urur müşk gibi dem ki tutar
Hoş revâyihle cihân bâğını reyhân-ı kerem
Ahmedün gam makası kesdi dilin şem gibi
Sana Rûşen diyemez hâlini sultân-ı kerem
Sen Süleymânı ne dille öğe bir mûr-ı zaîf
Getüre nutka meger lutfun ile anı kerem
Husrevâ pâreledi cevr eli sabrum yakasın
Dest-gîr olsa demidür bana dâmân-ı kerem
Midhatün bülbülini gam kafesine koma kim
Hayfdur tûtiye zehr ey şeker-istân-ı kerem
Ekremül-halksın ey vâsıta-i ikd-i kirâm
Her leîmün sözin işitme budur şân-ı kerem
Kul hatâ kılsa nola afv-i şehenşâh kanı
Tutalım iki elüm kanda imiş kanı kerem
Umaram cürmümi gark itmeğe rahmet suyına
Mevc-i ihsânun ile cûş ide ummân-ı kerem
Bir kara toprağam ihyâ-yi memât itmek içün
Yağsa cûdın bulıdından nola nîsân-ı kerem
Nice kiklîm-i mürüvvetde geçe hükm-i vefâ
Nice keyvân-ı atâda tura dîvân-ı kerem
Nice kinsân ola âlemde abîdül-ihsân
Nice kim ola cihân tâbi-i fermân-ı kerem
Dest-i ihsânun ile yapıla bünyâd-ı sehâ
Pâye-i kadrün ile yucala eyvân-ı kerem
Nice kim Kabe müsâfirlerini lutf-ı İlâh
Rahmeti hânına her sâl ide mihmân-ı kerem
Îd-i ferhundene kurban ide adânı felek
Sen ehibbâna buyur âb-ı sehâ nân-ı kerem
Ömr-i hasmun ire târih gibi pâyâna
Nâmunı nâme-i ikbâl ide unvân-ı kerem
Ahmet Paşa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder