Zarflar; tek başlarına kullanıldıklarında isim olur. Miktar zarfları hariç zarf denildi mi fiiller ve fiilimsiler aklımıza gelmelidir. Cümle içerisinde zarf tümleci görevinde kullanılan zarflar çekim ekleri almadan kullanılır. Zarfları iyi anlamanın yolu sıfatları, fiilleri, fiilimsileri bilmektir.
Zarflar, cümlede beş şekilde bulunur.
1. Eylemlerin anlamını etkiler.
Örnek
Arkadaşlar güzelce eğlendiler.
Merdivenlerden hızlıca çıktı oraya varmak için.
2. Fiilimsilerin anlamını etkiler.
Örnek
Yarın gelecek kişileri güzelce ağırlayalım.
Temiz giyinip oraya doğru gitti.
3. Sıfatları derecelendirir.
Örnek
Daha güzel bir hayat istiyorum.
En çalışkan öğrencileri o sınıfa vermişler.
4. Zarfları anlamsal açıdan etkiler.
Örnek
Mustafa, oldukça sıcak karşıladı bizi.
Sokak ortasında epeyce hızlı yürüyordu.
Uyarı: Zarfın fiillerden önce gelmesi şart değildir. Zarf ile fiil arasına başka kelime veya kelime grubu girebilir.
Örnek
Dün babam gelmişti evimize. (zaman zarfı)
Çalışarak her zorluk aşılır. (durum zarfı)
Zarflar beş grupta incelenir:
1. Durum (Hâl) Zarfları
2. Zaman Zarfları
3. Yer-Yön Zarfları
4. Miktar (Azlık-Çokluk) Zarfları
5. Soru Zarfları
1. Durum (Hâl) Zarfları
Fiillerin ve fiilimsilerin durumunu belirten sözcüklerdir. Fiilde bildirilen hareketin nasıl yapıldığını bildiren kelimelerdir. Niteleme sıfatlarında nitelik bildiren sözcükler isme yönelik iken burada nitelik bildiren sözcükler fiile yöneliktir. Durum zarfları fiile ve fiilimsiye yöneltilen "Nasıl?" sorusuna cevap verir.
Örnek
Elbiseleri her zaman ve her ortamda temiz olurdu.
Okula yazılı olduğu için çabuk gitti.
Ahmet koşarak yanımıza geldi.
Bebek uyanmasın diye odadan yavaşça çıktı.
Eve geç kaldığından oldukça hızlı yürüyordu.
Verilen görevi her zaman kusursuzca yapardı.
Ali birden ağlayınca hepimiz onun yanına gittik.
Yanımıza hızla yaklaşan araba bir anda gözlerden kayboldu.
Bütün soruları eksiksiz cevaplamış.
Akıcı konuşması herkesin dikkatini çekmişti.
Trafiğe çıktığımızda dikkatli olmalıyız.
Herkes vicdanının sesini dinleyip olaylara insanca yaklaşmalıdır.
Eğri oturalım, doğru konuşalım.
Şehir eşrafının yanında çocukça davranmıştı ona.
Güzelce süslenip gizlice çıkıp hızlıca yürüyordu oraya doğru.
Hafifçe ağlayarak oradan uzaklaştı.
Sağına soluna bakmadan sessizce yürüyordu.
Dünyada kardeşçe yaşamak varken bu kavgalar niye, diye söyleniyordu.
Aktarması gerekenleri iyi aktaramadı.
1. İsimler durum (hâl) zarfı olarak kullanılabilir.
Örnek
Gül kokuyordu teni bebeğin, gül.
2. Zarf-fiiller, yansımalar, deyimler, ikilemeler durum (hâl) zarfı olarak kullanılır.
Örnek
Çalışarak kazandı ama yiyip bitirdi. (zarf-fiil)
Çalışmadan kazanamaz hiç kimse sınavları. (zarf-fiil)
Almadan vermek Allah'a mahsustur. (zarf-fiil)
Onların evinde tatlı tatlı konuştuk. (ikileme)
Çamura bata çıka yürüyorduk. (ikileme)
Kaldırımlarda hızlı hızlı yürüdüler. (ikileme)
Sofraya aç kurtlar gibi saldırıyordu. (deyim)
Maçtan sonra futbolcular barut fıçısı gibi olmuşlardı. (deyim)
Olayı tereyağından kıl çeker gibi halletti. (deyim)
Kalbi olaydan sonra küt küt atıyordu. (yansıma)
Derenin suları şırıl şırıl akıyordu orada. (yansıma)
Kuşların
cik cik ötmesi insanı mest ediyordu. (yansıma)
Örnek
Çocuklar, yavaşça ve sinsice yürüyorlardı oraya doğru.
2. Zaman Zarfları
Fiillerin ve fiilimsilerin zamanını belirten sözcüklere veya kelime gruplarına zaman zarfı denir. "Dün, bugün, yarın, sabah, akşam, haftaya, kışın, gece, geceleyin, gündüz, akşamleyin, sabahleyin, her zaman, az önce, ilkin, şimdi, şimdilik, eskiden, yine, demin, daha, hâlâ, şuan, henüz, erken, geç, uzun süre, önceki gün, derhal vb." kelimeler, cümlelerde zaman zarfı görevinde kullanılabilir. Fiile, fiilimsiye veya yükleme yöneltilen "Ne zaman?" sorusuna cevap aranır.
Örnek
Toplantı için müdürümüz Ankara'ya yarın gidecek.
Kahvaltı yapmak için Van'a sabah gidelim.
Yaptıklarının yanlış olduğunu şimdi anladı.
Hepimiz aile toplantısı için akşam buluşalım.
O, her zaman işine erken gelirdi.
Beklediğimiz kişi buraya henüz gelmedi.
Kara haber evlerine bugün ulaştı.
Yaylalara bizim buralarda yazın çıkılır.
Kuşlar sıcak diyarlara sonbaharda göç eder.
Yazınız elimize hâlâ ulaşmadı.
Çok bekletin ey yâr artık gel.
Sınavlara bir gün değil her zaman çalışmalıyız.
Her şey dün olmuş orada.
Celal erken kalkar fakat geç yatardı.
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Arkadaşın az önce ayrıldı buradan.
Konuyu burada kapatalım sonra konuşuruz.
Yıllardır hayalini kurduğu yere gelecek hafta gidecek.
Toplantı tam tamına iki saat sürdü.
O, bu güzel meydanda sabahları koşar.
Akşamları izlerdi sevdiği dizileri oğluyla.
Hasan yazın çalışır, kışın dinlenirdi.
Bütün bunları geceden hazırlar Seyit Kemal.
Akşama kadar çalışsa da bir verim alamaz.
Sabahtan beri uğraşıyor ama bir türlü sonuç alamıyor.
Şiir okurken gözlerimden yaş akardı.
Onu karşısında görünce şaşırıp kaldı.
Oraya
gitmeden bir haber salın.
Uyarı: Cümlede zaman anlamı taşıyan her kelime zarf görevinde olmayabilir. Sözcük, "Ne zaman?" sorusuna cevap verip ve "zarf tümleci" görevinde ise zarf; "Ne zaman?" sorusuna cevap vermez ve "özne" görevinde ise isimdir.
Örnek
Akşam, bir kâbus gibi çöktü şehrin üstüne.
Akşam arkadaşlarıyla hasta ziyaretine gittiler.
Yazılarında, gece önemli bir unsur olarak yer alır.
Oraya ancak gece ulaşabildi.
3. Yer- Yön Zarfları
Fiillerin, fiilimsilerin anlamını yer ve yön açısından belirten sözcüklerdir. Yer-yön zarfları ek almadan kullanılır. Fiile yöneltilen "Nereye?" sorusuna cevap verir. Başlıcaları: "aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, öte, beri…"
Örnek
Aşağı inecekti ne oldu?
Geri gitmeyi başaramazsan ehliyet alamazsın.
Beri gel oğlan, beri gel.
Dışarı çıkarken düşünceliydi.
İçeri gir ve toplantıyı yap.
Biraz öte git de rahat edelim.
Not: Yer-yön zarfları isim çekim eki aldıklarında isim oldukları için zarf olmaktan çıkar.
Örnek
İçeride sıkılınca bir süre dışarıya çıktı.
Pilot bir an yukarıya baktı.
İşini bitirince aşağıya indi.
Kaleci ileriye çıkınca golü yedi.
Anahtarını
evde unutunca yoldan geriye döndü.
Öteye kaymazsan binemeyiz.
Not: Yer-yön belirten sözcükler cümlelerde ad, sıfat ve zarf görevinde kullanılabilir.
Örnek
Hasan kendisini çağırınca o da yukarı çıktı. (yer-yön zarfı)
Yukarı yoldan giderseniz daha çabuk oraya ulaşırsınız. (sıfat)
Orada kimse kalmayınca o da yukarıya çıktı. (isim)
Babasının sesini duyunca aşağı indi. (yer-yön zarfı)
Aşağı mahalleden ağlama sesleri geliyordu. (sıfat)
Aşağıya inince gerçeklerle yüzleşti. (isim)
4. Miktar (Nicelik, Azlık-Çokluk) Zarfları
Fiilleri miktar açısından sınırlandıran sözcüklere denir. Miktar zarfları diğer zarflardan farklı olarak fiilin, sıfatın, zarfın miktarını da belirtir. En önemli nokta da budur. Diğer zarf türleri sadece fiil ve fiilimsileri etkilerken miktar zarflarının kullanım alanı oldukça geniştir. Bu sözcükler cümleye sayı, eşitlik, üstünlük, karşılaştırma, aşırılık, derece gibi anlamlar katar. "Ne kadar?" sorusuna cevap verir. Başlıcaları: "çok, pek, en, biraz, az, daha, fazla…" sözcükleridir.
Örnek
Pek çalışkan birisine benzemektedir.
En güzel günler geride kaldı.
Çok aradınız mı bizi.
Çok temiz tutar çevresini.
O, söylenenlere pek aldırmadı.
Az konuşan öğrencileri daha çok severdi.
Sınavdan önce sağda solda gezerek kendini fazla yormamalısın.
Arkadaşıyla yeni sınav sistemini çok tartıştılar.
Bu habere doğrusu pek sevinemedim.
Çok konuşup başımıza iş açmamalıyız.
Biraz yürüyünce nefesi kesiliverdi.
Çok bilen çok yanılır.
Bundan
sonra sabahları daha erken kalkmalıyız.
Az gittik uz gittik.
Sobanın berisinde pek sevimli bir kedi uyuyordu.
Pek sağlam ayakkabı değil anlaşılan.
Çok hızlı konuşuyor bizim ufaklık.
Pek akıllısın sen Muhammed.
Yukarıdaki cümlelerde koyu yazılan sözcüklere "ne kadar?" sorusu sorulduğunda hepsinde miktar anlamının olduğu görülür dolayısıyla hepsi birer azlık-çokluk (miktar) zarfıdır.
Miktar (azlık-çokluk) Zarfları ile İlgili Uyarılar
1. Miktar (azlık-çokluk) zarfları cümleye çeşitli anlamlar katar.
Örnek
En güzel günleri birlikte yaşadık. (en üstünlük)
Bu konuda fazla titizlik gösteriyor. (aşırılık)
Senden daha saygılı öğrenciye rastlamadım. (üstünlük)
Şimdilik çok ders çalışıyor. (aşırılık)
Pek yaramaz bir öğrenciydi. (aşırılık)
2. Bazı zarflar cümlede miktar zarfı da zaman zarfı da olabilir. Bu, cümledeki anlamdan çıkar.
Örnek
Beklediğiniz emanet daha oraya ulaşmamış.
("Henüz" anlamında olup zaman zarfıdır.)
Daha güzel günler göreceğiz çocuklar.
3. İsimlerin zarfı olmaz. Buna özellikle dikkat etmek gerekir. Bazı sözcüklerin cümle içerisindeki kullanımı onları bazen sıfat bazen de miktar zarfı yapar.
Örnek
Fazla mal göz çıkarmaz.
Yukarıdaki cümlede yer alan "fazla" sözcüğü sıfattır çünkü isimlerin zarfı olmaz.
Fazla çalışarak sınavı kazanabilir.
Yukarıdaki cümlede yer alan "fazla" sözcüğü zarf-fiilden önce geldiği için miktar zarfıdır.
5. Soru Zarfları
Fiilleri ve fiilimsileri soru yoluyla belirten zarflara soru zarfları denir. Başlıca soru zarfları şunlardır: "niçin, nasıl, niye, ne kadar, neden, ne zaman, ne" vb.
Örnek
Betül, okuldan ne zaman dönecek?
Zamanında derslerine niçin çalışmadın?
Mehmet evimize neden gelmedi?
Ne dönüp duruyor havada kuşlar? (niçin anlamında)
Bu çile bu şekilde ne kadar sürecek?
Bizim sizi aradığımızı nasıl anladınız?
Niçin gülmez yüzler son demlerinde baharın?
Niye anlamıyor çocuk bu dersi acaba?
Nasıl hatırlamazsın sen o şarkıyı?
Niçin bülbül yaslı bakışır dağlar?
Zarflar (Belirteçler) ile İlgili Uyarılar
1. Soru cümlesine yanıt verildiğinde soru sözcüğü yerine zarf gelirse o soru sözcüğü, soru zarfıdır.
Örnek
Bu evi babanız size ne zaman almış?
Cümlede yer alan "Ne zaman?" soru zarfının yerine bir sözcüğü getirebiliriz. Getireceğimiz sözcük ve sözcük grubu "geçen yıl" olabilir. Sonuçta şöyle bir cümle ortaya çıkabilir. "Bu evi babamız bize geçen yıl almış." "Geçen yıl" söz grubu da zarf olduğundan cümlede kullanılan soru sözcüğü soru zarfıdır.
2. "Ne" sözcüğü cümle içinde farklı görevlerde kullanılabilir.
Örnek
Ne almış arkadaşım bana bu mutlu günümde? (soru zamiri)
"Arkadaşım bana mutlu günümde gömlek almış." cümlesinde "Ne?" sorusu yerine gelen bir isim olduğundan zamirdir çünkü zamirler isimlerin yerini tutan sözcüklerdir.
Ne renk gömlek seversin sen Mustafa? (soru sıfatı)
Renkler, bir isimden önce geldiklerinde sıfat olur. Bu cümlede de böyle bir durum söz konusudur. Cümleye cevap verdiğimizde: "Beyaz renk gömlek severim Mustafa." cümlesi ortaya çıkar. Yani "Ne?" sorusu yerine "beyaz" sözcüğü gelmiştir.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar? (soru zarfı)
"Ne?" cümlede "Niçin?" anlamında kullanılmıştır. Cümle: "Kuşlar baharı müjdelemek için havada duruyor." şekliyle soru cümlesinden çıkabilir. "Baharı müjdelemek için" söz grubu da bir zarf öbeği olduğundan soru sözü, soru zarfıdır.
Ne serden ne yardan vazgeçilir. (bağlaç)
"ne... ne" cümlede bağlaç olarak kullanılmıştır. İki unsuru birbirine bağlamıştır.
3. İsim soylu pek çok sözcük cümlede sıfat ve zarf görevinde kullanılabilir.
Örnek
Güzel insanlar güzel konuşur.
Yeni elbisesini yeni giydi.
Temiz çevreyi gelecek nesillere de temiz bırakmalıyız.
Uzun yolun yolculuğu her zaman uzun sürer.
Dürüst
insanlar her ortamda dürüst
davranır.
4. Cümlede zarf görevinde olan sözcükler cümlelere çeşitli anlamlar katar.
Örnek
Bu iyiliğinizi asla unutmayacağım. (kesinlikle)
Yaşlıları hiç kırmaz. (kesinlikle)
Bu soruyu ikide bir bana sormanızın bir anlamı yok. (yineleme, sık sık)
Yarın yine geleceğim söylediğiniz yere. (yineleme)
İşlerinin çoğunu hemen hemen bitirdi. (yaklaşıklık)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder