Sözlük anlamı "örtmek, amacı gizlemek"tir. Bir sözcüğün birden çok anlamı sezdirecek biçimde kullanılmasına tevriye denir. Başka bir deyişle sesteş sözcüklerin bir kez söylenip her iki anlamıyla da kullanılmasıdır.
Tevriye sanatında yakın anlam söylenilip uzak anlam kastedilir. Tevriyede nükte yapmak esastır. Tevriyenin uzak anlamı ilk bakışta fark edilmeyebilir. Tevriyede mecazın olmaması onu kinayeden ayırır.
Tevriyede kullanılan sözün ikisi de gerçek anlamlıdır. Kinayede ise her iki anlamdan biri mutlaka "mecaz anlam"dır ve asıl kastedilmek istenen de budur. Yine kinayede deyimler çok fazla yer aldıklarından iki veya daha fazla kelimeden oluşmakta tevriye ise bir kelimeden oluşmaktadır.
Örnek 1
Tahir Efendi bana kelp demiş
Nefî
(Tahir: temiz, kelp: köpek, zahîr: açık, belli, itikat: inanç)
Yukarıdaki dörtlükte "tahir" sözcüğüyle tevriye sanatı yapılmıştır. "Tahir" hem "temiz" hem de "özel isim" olabilecek şekilde kullanılmıştır. "Kelp" köpek demektir. "Tahir"in ilk akla gelen anlamı "temiz olmak" olsa da gerçekten de şair kelbin (köpeğin) Tahir Efendi olduğunu söylemeye çalışmakta Tahir Efendi'yi hicvetmektedir.
Not: Maliki mezhebinde köpek temiz olduğu için şair bu nükteden faydalanmıştır.
Örnek 2
Baki çemende hayli perişan imiş varak
Yukarıdaki beyitte geçen "rüzgâr" sözcüğü tevriyeli kullanılmıştır. Rüzgârın iki anlamı vardır. Birincisi "esinti", ikincisi ise "zaman"dır. Bu dizelerde asıl söylenilmek istenen de "rüzgâr"dır.
Örnek 3
Gül gülse daim ağlasa bülbül acep değil
Yukarıdaki dörtlükte "gül" sözü tevriyeli kullanılmıştır.
"Gül"ün birinci anlamı "çiçek", ikinci anlamı ise "gül-"
eylemidir. Burada yakın anlam "gül-" eylemi; uzak anlam olarak da
"gül çiçeği"dir. Asıl amaçlanan da uzak anlamdır. Tevriye sanatı da
uzak anlamın olduğu yerdir.
Örnek 4
Sarımsak da acı amma evde lazım bir dişi.
Yukarıdaki dizede geçen "dişi" sözüyle tevriye yapılmıştır. "Dişi" sözcüğü, iki anlama gelebilecek şekilde kullanılmıştır. Birinci anlam, "sarımsak parçası" ikinci anlam da "kadın"dır. Asıl kastedilen de uzak anlamı olan "kadın"dır.
Örnek 5
Avazeyi bu âleme Davud gibi sal
Yukarıdaki dizedeki "Baki" sözcüğünde tevriye vardır. Yakın anlam, "şairin ismi"; uzak anlam da "ebedi, sonsuzluk"tur. Asıl kastedilmek istenen de uzak anlamdır.
Örnek 6
Aşiyan-ı mürg-i dil zülf-i perişanındadır.
Yukarıdaki beyitte geçen "kande" sözcüğü tevriyeli kullanılmıştır. "Nerede" ve "kan içinde" anlamlarına gelebilecek şekilde kullanılmıştır.
Örnek 7
Bu kadar letafet çünkü sende var
Yukarıdaki beyitte geçen "ben"
sözcüğü, tevriye sanatının olduğu kısımdır. Yakın anlamı "vücut
derisindeki siyah ben" iken uzak anlamı "I. tekil kişi"dir.
Şair, burada asıl kendisini kastetmiştir.
Örnek 8
Sordum nigârı dedi ahbab
Yukarıdaki beyitte geçen "Vefa" sözcüğü tevriyeli kullanılmıştır. Yakın anlam "İstanbul'da semt ismi" iken uzak anlam "sadakat, bağlılık, sözünde durmak"tır. Asıl kastedilen ise uzak anlamdır.
Örnek 9
Ulusun, korkma nasıl böyle bir imanı boğar.
Yukarıdaki dizede geçen "ulusun" sözcüğü tevriyeli kullanılmıştır.
Yakın anlamı kurtların çıkardığı ses olan "ulumak" iken uzak anlamı
"büyük, yüce"dir. Her iki anlamı da gerçek anlam olduğu için cümlede
tevriye sanatı ortaya çıkmıştır.
Örnek 10
Baki kalır sahife-i âlemde adımız
Yukarıdaki beyitte geçen "Baki"
sözcüğü tevriyeli kullanılmıştır. Yakın anlamı "şairin adı", uzak
anlamı da "sonsuza dek" olup asıl kastedilen de uzak anlamdır.
Örnek 11
Havada yaprağa döndürdü rüzgâr beni
Yukarıdaki dizede geçen "rüzgâr" sözü tevriyeli kullanılmıştır. Birinci anlamı "esinti", ikinci anlamı da "zaman"dır.
Örnek 12
Kazan devrildi, söndürdü ocağı
Her ikisi de gerçek anlamda olmak üzere, "ocak" sözcüğünün yakın anlamı "ateş yakılan yer" uzak anlamı da "Yeniçeri Ocağı"dır.
Not: Tevriye
sanatında genel kültür ve bilgi önemlidir. Asıl maksattan kastın ne olduğu bu
bilgilerden yararlanılarak elde edilir.
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder