Freud'un "psikanaliz" kuramına
bağlı olarak ortaya çıkan ve bu kuramın edebiyata uyarlanmış biçimi
olan sürrealizm (gerçeküstücülük), realizm, natüralizm ve parnasizme tepki
olarak doğmuştur.
1924'te "Gerçeküstücülük
Birdirgesi" hazırlayan Andre Breton, gerçeküstücülük akımını;
"Bilinçle bilinçaltını birleştiren bir yoldur. İster söz ister yazı
ile ya da herhangi bir yolla düşüncenin gerçek işleyişini belli etmek için
başvurulan katıksız ruh otomatizmidir. Aklın hiçbir denetimi olmadan her türlü
estetik ve ahlâk kaygısı dışında düşüncenin yazılışıdır." şeklinde
tanımlar. Temelini akılcılığı yadsıyan ilk dadaistlerin eserlerinden
alır.
Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Akımının Özellikleri
- Aklın müdahalesinden uzak kalma, bilinçaltına
yönelme temel özelliktir. Ruhsal olaylar, bilinçaltından gelen çağrışımlar
ve rüyalar sürrealizmde konuyu teşkil eder. Sürrealistler, bu ruhsal
olayları hiçbir müdahalede bulunmadan aktarmak amacındadır.
- Gerçeküstücüler, zihni bir buz dağına
benzetmişlerdir. Buz dağının su altında kalan en büyük kısmının asıl
önemli kısım olduğu görüşünü savunmuşlardır.
- Gerçeküstücülere göre bilinçaltı, rüya ve düş
gücü edebiyata kaynaklık etmelidir. Sürrealistler, bu konuda o kadar ileri
gitmişler ki aklın denetiminde yazılan yapıtları sahte olarak
görmüşlerdir.
- Gerçek, insanın bilinçaltında olduğu için sanat
yapıtının asıl kaynağı bilinçaltıdır, görüşünü savunmuşlardır.
- Bilinçaltı, rüyada açığa çıkar. İnsanın rüyada
ortaya çıkan yönü, insanın yalancı olmayan gerçek yönünü oluşturur.
- Rüya; akıl, mantık ve gözün gerçeklerinden uzak
olduğu için gerçeklerden daha gerçekçi görülmüştür.
- Sarhoşluk durumları, sayıklamalar, delilikler
aklın denetiminde olmayan hareketler olduğundan insanın gerçek kişiliği
için önemli özellikler olarak görülmüştür. Sürrealistler, bunların
kişilerin asıl benliğinin ortaya çıkmasına zemin hazırladığını
düşünmüşlerdir.
- Sürrealizmde hipnoz ve rüya yoluyla gerçeğe
ulaşılır.
- Sürrealizmde insanın kendini öğrenebilmesi için
mantık, akıl ve geleneğin baskısından kendini sıyırması gerekir, fikri
esastır. Sürrealistler her türlü ahlaki değer, deneye karşı çıkarlar.
Bunları, aklın ürünü oldukları için bilinçaltının su yüzüne çıkmasına
engeldir, diye düşünmüşlerdir. Kısacası sürrealistler, aklı hayat ve
sanattan kovmuşlardır.
- Sürrealistler, insanı bir aysberge benzetirler.
Sürrealizme göre insanın bilinmeyen yönü, bilinen yönlerinden daha
fazladır.
- İnsan yaşamının en hür, en gerçek dönemi çocukluk
yılları olduğu için çocukluğa özlemle bakmışlardır.
- Sürrealizmde şiirin konusunu olağanüstülükler,
rastlantılar ve rüyalar oluşturur.
- Söyleyişte özentiden kaçınılır.
- Sürrealistlere göre insan kapalı bir kutudur.
İnsanlar, gerçek kişiliğini gelenek, din gibi bazı dış baskılar nedeniyle
açığa çıkaramamaktadır.
- Gülmenin kişiyi ikiyüzlülükten
kurtardığını savunan sürrealistler mizaha ve alaya büyük önem
vermişlerdir. Hayat, insan, toplum ve olaylar karşısında alaycı bir
tavır takınmışlardır.
- Sürrealizm'de otomatik yazı denen bir sistem
uygulanır. Otomatik yazıda önceden hiçbir konu hakkında bir şey
düşünülmez. Kalemin ucuna gelenler aralıksız bir şekilde yazılarak
otomatik yazı elde edilir.
- Sürrealistler, hipnotize edilmiş insanlara şiir
söyletmiş, İpnotizma seansları düzenlemiş bunları da dergilerde
yayımlamışlardır. Sanatı, şuuraltının bir engele takılmayan aktarımı
olarak görmüşlerdir. Onlara göre sanatçı; akıl, mantık ve zekâsıyla bir şey
oluşturan değil iç beninin emrini kâğıda döken bir otomattır.
- Anlamsız sözler, birbiriyle ilgili saçma ifadeler
sürrealistler için gerçek sanat eserini oluşturur.
- İçinden geldiği gibi yazmak sürrealizmde en
belirgin özellik olduğundan sürrealistler, akıl ve mantığın
kontrolünde yazılan eserleri sahte olarak görmüşlerdir.
- Sürrealizmde anlamca kapalı ve anlaşılmaz şiir
anlayışı esas alınmıştır. Anlatımın herkesçe anlaşılmasından
sakınmışlardır.
- Sürrealistler, noktalama işaretlerini, imla
kurallarını gerekli görmemişlerdir. Bunları, şuuraltının akışına engel
olarak görmüşlerdir. Bunlara takılmayan yazar içinden geldiği gibi
yazacağı için kendisine de sınırlar koymamış olacak ve gerçeği yakalayacak
diye düşünmüşlerdir.
- Sürrealizm (gerçeküstücülük), daha çok şiirde
etkili olan bir edebi akımdır. Yer yer roman ve tiyatro türlerinde de
örneklerine rastlanılır.
- 1925'ten sonra dağılmaya başlayan
gerçeküstücüler, resim, sinema, tiyatro gibi birçok sanat dalını derinden
etkilemişlerdir.
- Sürrealizm; kısa süreli akımlardan değildir.
Günümüze kadar süregelen bu akım, bilimsel temellere dayanmak kaygısı
güder.
Dünya ve Türk Edebiyatında
Sürrealizmin Temsilcileri
Dünya edebiyatında sürrealizm (gerçeküstücülük) akımının kuramcısı ve lideri
eski bir dadaist olan Andre Breton'dur. Bir ruh doktoru olan Fransız şair
Andre Breton, sürrealizmin ilkelerini "Birinci Sürrealizm Monfestosu"
adlı eserinde açıklar. Luis Aragon, Paul Eluard, Philippe Soupault, Rene
Char, Robert Desnos, Benjamin Perret bu akımın dünya edebiyatındaki diğer
önemli temsilcileridir.
Türk edebiyatında Garip şiir akımının bazı
şiirlerinde sürrealizmin etkileri görülür. Garipçiler'in; ölçü, uyak gibi kuralların
şiiri kısıtladığı görüşü sürrealizmle örtüşmektedir. Günümüzde de Cemal Süreya,
Ece Ayhan, Edip Cansever, Turgut Uyar'da zaman zaman bu akımın izlerine
rastlamak mümkündür.
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder