Kişilerin ölümünden duyulan acının işlendiği
şiirlere sagu denir. Ölen kişinin dürüstlüğü, iyilikleri,
yaptığı işler, ölümünden doğan acının fazilet ve mertliklerinin anlatıldığı
sagular Halk Edebiyatı'nda ağıt, Divan Edebiyatı'nda mersiye adını alır.
Sagular, "yuğ" adı verilen cenaze törenlerinde söylenirdi. Sagular, destan özelliği de gösterdiklerinden onlarda geniş doğa tasvirlerine yer verilir. Sözlü gelenek içerisinde ortaya çıkan sagu özelliği taşıyan iki şiir günümüzde de varlığını korumaktadır.
Birincisi, bilinen en eski sagu örneği olan "Alp Er Tunga" sagusudur. Alp Er Tunga sagusu Kaşgarlı Mahmut tarafından halk ağzından derlenmiştir. İkincisi ise Hun Devleti hükümdarı Atilla'nın ölümü nedeniyle söylenmiştir.
Saguların
Özellikleri
- Biçim özelliği bakımından koşuk ile
aynıdır.
- Nazım birimi dörtlüktür.
- Kopuz eşliğinde söylenir.
- Sagularda 7'li hece ölçüsü kullanılır. Ölçü
genellikle 4+3 şeklindeki duraklardan oluşur.
- Kafiye örgüsü "aaab" şeklinde olup ilk
üç mısra kendi arasında kafiyelidir.
- Saguların halk şiirindeki karşılığı
"ağıt" divan şiirindeki karşılığı "mersiye"dir.
Sagu
Örneği
Alp Er Tonga öldi mü
İsiz ajun kaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılur
Ödlek yarag közetti
Ogrı tuzak uzattı
Begler begin azıttı
Kaçsa kah kurtulur
Ulşıp eren börleyü
Yırtıp yaka urlayu
Sıkrıp üni yurlayu
Sıgtap közi örtülür
Ödlek arıg kevredi
Yunçıg yavuz tavradı
Erdem yeme savradı
Ajun begi çertilür
Bilge bögü yunçıdı
Ajun atı yençidi
Erdem eti tmçıdı
Yerge tegip sürtülür
Günümüz Türkçesiyle
Alp Er Tunga öldü mü
Kötü dünya kaldı mı
Felek öcünü aldı mı
Şimdi yürek yırtılır
Beyler atlarını yoruyor
Kaygı beyleri durduruyor
Benzi, yüzü sararıyor
Safrana bulanıyor
Erler kurt misali ağlıyor
Yakalarını yırtarak bağırıyor
Hüzünlü türküler söylüyor
Gözleri yaşla örtülüyor
Gönlümün içini yaktı
Yetmiş yaş ihtiyarlattı
Geçmiş günleri arattı
Geçen günler aranıyor
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder