Kaygusuz Abdal, Bektaşilerde oldukça saygı duyulan biridir. Abdal olmak için büyük çaba göstermiş abdallık yoluna girmenin işaretlerinden olan saç, sakal, kaş ve bıyıklarını keserek yaşamıştır. Kaygusuz Abdal, tasavvuf ve İslam dini hakkında çok geniş bir kültür ve birikime sahiptir.
Alanya Beyi'nin oğlu olan şairin asıl adı "Gaybi" dir. Kaygusuz Abdal, iyi bir öğrenim görmüş çok genç iken Abdal Musa'ya derviş olmuş ve "Kaygusuz Abdal" adını almıştır. Rivayetlere göre Gaybi bir gün avlanırken bir ok atıp geyiği koltuğundan vurur. Yaralı geyik kaçar, Gaybi de arkasından koşmaya başlar. Geyik, Abdal Musa'nın tekkesine girer. Gaybi, içeri girip oradaki dervişlerden geyiği sorar. Dervişler görmediklerini ona söyler ve tartışma başlar. Bunun üzerine Abdal Musa, koltuğu altında yer alan oku çıkarıp Gaybi'ye gösterir. Gaybi, o okun kendisinin okunun olduğunu tanır ve bundan sonra Abdal Musa'ya bağlanır. Alanya Beyi oğlunu tekkeden kurtarmak ister. Bunun için bir ordu gönderir. Abdal Musa, bu orduyu yener ve Gaybi de böylece tekkede kalır. Gaybi, tam kırk yıl tekkede Abdal Musa'ya hizmet eder. Abdal Musa tarafından Mısır'a gönderilir. Orada bir tekke kurup güzel hizmetlerde bulunur.
Alevi Bektaşi halk şiirinin kurucusu sayılan Kaygusuz Abdal, şathiye ve nefes türündeki ustalığıyla tanınır. Hece ölçüsünü kullanarak yalın bir dille ilahiler, şathiyeler ve nefesler söyler. Aruz ölçüsüyle de eserler kaleme alır. Aruzla yazmış olduğu şiirlerini divanında toplar. Hece ölçüsüyle yazdıklarına ise cönk ve şiir mecmualarında rastlanır. Kaygusuz Abdal, nesir türünde de eserler kaleme alır. Şiirlerinde olduğu gibi nesirlerinde de sade bir dil tercih eder. Bazı şiirlerinde Serayi, Kul Kaygusuz, Miskin Kaygusuz mahlaslarını da kullanır. Kaygusuz Abdal'ın şiirlerinde ayrıca Yunus Emre'nin etkisi görülür. İnançlardan alaylı bir dille bahseder gibi yazdığı şathiyelerinde ham sofularla insanlık kusurlarıyla alay eden bir üslup ön plana çıkar.
Kaygusuz Abdal, 1444'te Mısır'da ölür. Türbesi de Kahire yakınlarındaki bir mağarada yer alır.
Manzum Eserleri
Divan: Eserde üç yüz elli civarında şiiri yer almaktadır. Hece vezniyle yazılmış olanlar şathiye tarzındadır. Şair, dünyanın faniliğine, geçiciliğine aldanan kişilerle burada alaycı bir şekilde eğlenmektedir.
Gülistan: Kainatın ve Hz. Âdem’in yaratılışının uzun uzun hikâye edildiği bir eserdir. Eserde, tasavvufla ilgili çeşitli konular etkileyici bir üslupla anlatılır.
Gevhername: Eser, Hz. Muhammed'i (SAV) methetmek için kaleme alınmıştır.
Minbername: Eser, insanın nefsi üzerinde hâkim olmaya çalışma mücadelesini esas alır.
Mensur Eserleri
Budalaname: Kaygusuz Abdal'ın tasavvufla ilgili mensur eseridir. Kitap, akıcı ve canlı bir üslupla kaleme alınmıştır.
Kitab-ı Miglate: Eser, tasavvufi konuları içerir. Eserde geçen bir derviş sürekli uykuya dalıp seyahat eder. Derviş, seyahat esnasında sürekli şeytanla karşılaşıp onu yener.
Vücutname: İnsan vücudunun çeşitli uzuvlarıyla bazı dini kavramlar arasında ilişkilerin kurulduğu bir eserdir. Eserde yaz mevsimi tarikata, kara kış şeriata benzetilmiştir. Ayrıca başka ilişkilendirmeler de yapılmıştır.
Dilguşâ: Eser, vahdeti vücudu anlatan uzun bir mesneviyle başlar. Eserde oldukça uzun Farisi bölümlere rastlanır. Hem şiir hem de düzyazı bölümlerinden oluşur.
Saraynâme: Eserde kişinin dünyaya geliş amacının ibadet etmek ve Allah'ı tanımak olduğu hususu üzerinde durulur. Şeriat kurallarının oldukça fazla geçtiği bir eser olarak bilinir.
Ayrıca
bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder