İntak sanatının olduğu her yerde mutlaka kişileştirme de vardır. Kişileştirme sanatının olduğu her yerde intak (konuşturma) olmayabilir. Masallar ve en çok da fabllarda bu sanata rastlanır. Varlıklar, kişileştirildikten sonra konuşturulur. Dolayısıyla önce kişileştirme sonra intak gelir.
Örnek 1
(P.S. Abdal)
Konuşturulan varlık "sarı
tambura"dır. İnsan ait olan konuşma özelliği burada "tambur"a
verilmiştir. Böylece intak (konuşturma) sanatı oluşmuştur.
Örnek 2
Güğüm bir gün testiye:
Yukarıdaki diyalogda "güğüm" ile
"testi" konuşturulan varlıklardır. Dolayısıyla intak (konuşturma)
sanatı doğmuştur.
Örnek 3
Sordum sarı çiçeğe:
Yunus Emre
Yukarıdaki dörtlükte "sarıçiçek"
insan gibi konuşturulmuştur. "Annem, babam topraktır." cümlesi
çiçeğin bizzat ifadesidir.
Örnek 4
Dal bir gün dedi ki tomurcuğuna:
Örnek 5
Bilinmeyen kelimeler: Çalap: Allah
"Dolap" sözcüğüne insana ait
özellikler verilerek "dolap" konuşturulmuştur. İntak (konuşturma)
sanatının olduğu yer ise "Derdim vardır, inilerim." cümlesidir.
Örnek 6
Akıl ersin, ermesin sevdama
(Arif Damar)
"Dal" insan gibi
konuşturulmuştur. "Senden yanayım, dedi yeşeren dal senden yana"
intak (konuşturma) sanatının olduğu konuşma cümlesidir.
Örnek 7
Küçük bir çeşmeyim yurdumun
(Cahit Külebi)
Yukarıdaki şiirde "çeşme"ye insanlara ait özellikler verildiğinden intak (konuşturma) sanatı ortaya çıkmıştır.
Örnek 8
Adam elini uzattı; tam onu koparacağı sırada, mor menekşe:
Mor menekşe insan gibi konuşturulmuştur.
"Bana dokunma!" intak (konuşturma) sanatının olduğu cümledir.
Örnek 9
Yıldızlar sönsün diyerek bağırdı karanlıkta sümbül.
"Sümbül" burada konuşturulan
varlıktır. "Yıldızlar sönsün" konuşma cümlesidir.
Örnek 10
Sabahleyin kozasından bakan gelincikler
"Gelincikler" tıpkı bir insan
gibi konuşturulmuştur. "- Ne istersin? Kanatlanıp uçalım mı? Çiçek olup
açalım mı?" metinde intakın (konuşturma) olduğu yerlerdir.
Örnek 11
Kulağının dibinde haykırdı fırtına:
Fırtına, "Isınmak istiyorsan toprağı çek sırtına." sözüyle konuşturulmuştur.
Örnek 12
Çiğdem der ki: Ben âlâyım
"Çiğdem" konuşturulan varlık
durumundadır. İnsanın konuşma özelliği "çiğdem"e verilmiştir. Böylece
intak (konuşturma) sanatı ortaya çıkmıştır.
Örnek 13
Bir dağ yamacında yeşil bir yonca
(Ünal Beşkese)
"Yonca" burada konuşturulan
varlıktır. İnsana ait olan konuşmayı bizzat "yonca" yaptığı için
intak (konuşturma) sanatı oluşmuştur.
Örnek 14
Kurt ile At:
Kurdun biri bir tarladan geçiyormuş, boydan boya arpa görmüş. Kurt ne yapsın arpayı? Yiyemez ki… Bırakıp gitmiş. Yolda önüne bir at çıkmış. Onu görünce ben de seni arıyordum, demiş. "Şurada arpa buldum, ama yiyemedim, sana sakladım, bayılırım senin dişlerinin gıcırtısına. Gel, sen ye, ben de seyredeyim." At, kanmamış bu sözlere: "Yahu" demiş, "ben kurtları bilmez miyim? Sen arpa yiyebilseydin karnını doyurmak zevkini bırakır da kulaklarının zevkini düşünür müydün?" demiş.
Bu metin, intak (konuşturma) sanatına
güzel bir örnek teşkil etmektedir. Metinde "kurt" ve "at"
konuşturulan varlıklardır. Cümleler, bizzat tırnak içine alınarak bu iki varlık
konuşturulmuştur.
Örnek
Horoz ile Tilki
Görmüş geçirmiş, anasının gözü bir horoz
(La Fontaine, çeviren: Orhan Veli Kanık)
Türk edebiyatına Orhan Veli Kanık
tarafından çeviri yoluyla kazandırılan La Fontaine'ye ait yukarıdaki manzum
parçada insana ait olan konuşma özelliği "horoz" ve "tilki"
tarafından yapıldığından intak (konuşturma) sanatı oluşmuştur.
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder