Hâkim (İlahi-Tanrısal) Bakış Açısı

Klasik dönemin bakış açılarının ilki ve en çok kullanılanıdır. Anlatıcının, yaşanmış, yaşanan ve yaşanması muhtemel olan her şeyi bilmesi, görmesi ve duyması hâkim (ilahi-tanrısal) bakış açısı olarak adlandırılır. Bu anlatımın özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
  • Hâkim (İlahi-Tanrısal) bakış açısı üçüncü tekil (o) anlatıcı bakış açısı olarak da bilinir.
  • İlahi bakış açısında anlatıcı, kahramanların niyetini bile okur.
  • Bu bakış açısında anlatıcı olayların içerisinde yer almaz.
  • Anlatıcı için zaman ve mekân engeli söz konusu değildir.
  • Olaylar, insan ömrüyle sınırlandırılmayacak kadar geniştir. 
  • Hâkim (İlahi-Tanrısal) bakış açısında anlatıcı kahramanlardan daha fazla bilgiye sahiptir. 
  • Anlatıcı, anlattığı olayların dışındadır. Olayları sadece görendir.
  • Bu anlatıma "yazar anlatıcı" denilmesinin sebebi anlatıcının yazarın dilini kullanmasıdır.
  • Hâkim (İlahi-Tanrısal) bakış açısında anlatıcının yorumu da önem taşır.
  • Anlatımda üçüncü tekil şahıs anlatımı esas alınır. Yani anlatım "o" şahıs zamiri ile yapılır. Fiiller de buna göre çekimlenir.
  • "İlahi-Tanrısal" olarak isimlendirmesinden de bu anlatımda anlatıcının rolünü sezebiliriz.

Hâkim (İlahi-Tanrısal) Bakış Açısı Örnekleri

Örnek 1

Mustafa, düşünceli düşünceli okulun bahçesinde dolaşıyordu. Dolaşırken ilginç ilginç işaretler yapıyordu. İşaretlerle dolanması gittikçe hızlanıyordu. Kafası bir şeye takılmıştı anlaşılan. Öğretmen onu ya derse almamış ya da dersten haksız yere dışarı atmıştı. O, dolaşma esnasında aslında eve gittiğinde bu olumsuz durumu babasına nasıl anlatacağını düşünüyordu.
 
Açıklama: Hâkim (İlahi-Tanrısal) bakış açısında anlatıcı, yaşanmış, yaşanan ve yaşanması muhtemel olan her şeyi bilir, görür ve duyar. Burada da bir niyet okuma söz konusudur. Anlatıcı Mustafa'nın okulun bahçesinde dolaşmaya bir anlam veriyor, bunu yorumluyor hatta ne düşündüğünü bile dile getiriyor. Yine anlatımdaki çekimli fiillerin III. tekil şahısla çekimlenmiş olmaları da anlatımın hâkim (ilahi-tanrısal) bakış açısıyla oluştuğunu göstermektedir.
 
Örnek 2
 
Yaşlı annesinin o günkü dalgınlığı onun dikkatinden kaçmamıştı. Ne olmuştu, niçin böyle dalgındı? Ölümü düşünmesindendi bu dalgınlığı. Çocuklarının hepsini baş göz etmeden ölmesi ona çok koyacaktı. Betül'ünü evlendirmeden göçüp gitmeyi bir türlü kabullenemediği ruh halinden seziliyordu. Bir an başını kaldırdı ve ölmek için erken olduğuna karar verdi, rahatladı.

Açıklama: İlahi bakış açısında anlatıcı, kahramanların niyetini bile okur. Üçüncü tekil şahıs anlatımı anlatımda esas alınır. Yani anlatım III. tekil şahıs zamiriyle (o) yapılır. Fiiller buna göre çekimlenir. Bu paragrafta da anlatıcı yaşlı kadının dalgınlığından niyet okumaya varmaktadır. Buna bir anlam vermektedir. Aslında kendince fikirler ileri sürmektedir. Bir insanın ne düşündüğünü bilmek elbette ki imkânsızdır. Bu sebeplerden bu metnin hâkim (ilahi-tanrısal) bakış açısıyla anlatıldığını söyleyebiliriz.
 
Örnek 3
 
Hayatın en zor gününü geçiriyordu Mehmet Ali o uzak adada. O uzak yerde onun mutsuzluğu tamamen dostlarından ayrı olmasından kaynaklanıyordu. En fazla da sabah birlikte yürüyüş yaptıkları dostlarını düşünüyordu. Buranın kebabını, dönerini özlemişti anlaşılan. Kasabaya dönse ilk uğrayacağı yer kuşkusuz her zaman gittiği o kebapçı dükkânı olacak.

Açıklama: Hâkim (İlahi-Tanrısal) bakış açısında anlatıcının yorumu da önem taşır. En önemli şey de anlatıcının her şeye hâkim olmasıdır. Burada da böyle bir durum söz konusudur. Mehmet Ali'nin adaya gitmesi orada ne düşündüğünü dile getirmesi hep niyet okumadan ibarettir. Ayrıca anlatımın III. tekil şahsı içermesi de metnin anlatımının hâkim (ilahi-tanrısal) bakış açısı olduğunu kanıtlamaktadır.

1 yorum:

  1. Beğendim ama 1 tane soru var anlatımlı 2 3 tane daha konu anlatımlı katsaydiniz iyi olurdu...

    YanıtlaSil