Hacı Bayram Veli, insanlara doğru yolu anlatmaya çalışmış, insanları bu yolda eğitmeye kendini vakfetmiştir. Bütün ömrü boyunca İslamiyet'i yayma ve öğretmeyi amaç edinmiş bunun için müderris olmuştur. Medresesine bir gün bir kişinin gelip Hamideddin-i Veli'nin onu Kayseri'ye davet ettiğini söylemesi üzerine müderrisliği bırakıp Kayseri'ye gitmiştir. Hamideddin-i Veli, Hacı Bayram Veli'yi talebe olarak alıp yüksek mertebelere kadar gelmesine vesile olmuştur. Hocası Hamideddin-i Veli'nin ölümünden sonra Ankara’ya gelerek doğduğu köye yerleşir. Onun açtığı ilim ve irfan yolundan Fatih Sultan Mehmet’in hocası Ak Şemsettin başta olmak üzere birçok kişi yetiştirir.
Hacı Bayram Veli, düşüncelerini uygulama aşamasına geçirmiş çok mütevazı bir hayat sürmüştür. Çiftçilikle uğraşır, kendisi de dervişleriyle birlikte çalışırdı. Talebelerini genellikle sanat ve ziraata sevk ederdi. Çiftçilik işlerini köyde imece usulü ile yapardı. Hayatını "sadelik ve alçak gönüllülük" kavramları etrafında sürdürmüştür.
Sultan II. Murat, Hacı Bayram Veli'nin talebelerinin sadece ilimle meşgul olmalarından ötürü onları hem askerlikten hem de vergiden muaf kılmıştır.
Hacı Bayram Veli, Bayramilik tarikatını kurmuştur. Kurduğu Bayramilik tarikatında adına çile denilen ve manevi olgunluğa ulaşmak için kırk gün insanlardan uzak kalıp sadece Allah'ı düşünmek, Allah'a ibadet etmek, susmak, çok az yemek, az içmek gibi durumlar oldukça önemlidir. Bunun temelinde peygamberimizin Hira Mağarası'nda itikafa çekilmesi yatar.
Hacı Bayram Veli, eserlerini Türkçe kaleme almıştır. Devrinde Arapça ve Farsça eser vermek revaçta olduğu halde o, Türkçeyi tercih etmiştir. Anadolu'da Türk kültürünün hâkim olmasında ve dil birliğinin sağlanmasında büyük katkıları olmuştur.
Şiirlerinde Yunus Emre'nin etkisinde kalmış sade ve coşkulu bir dille ilahiler söylemiş, tasavvuf düşüncesini işlemiştir. Söylediği ilahilerden çok azı günümüze ulaşmıştır. (Günümüze sadece birkaç ilahi birkaç da şathiye tarzı şiiri ulaşabilmiştir.) Hem hece hem de aruz ölçüsünü kullanmış olan Hacı Bayram Veli, yaşamını çevresinde toplananları eğitmekle geçirmiş bu doğrultuda lirik-didaktik şiirler yazmıştır.
Hacı Bayram Veli, toplumu, zengin ve fakir olmak üzere iki tabakaya ayırır. Bu iki grup arasında bir bağ kurmaya çalışmış, fakir, kimsesiz, yetim, öksüz kısacası bütün ihtiyaç sahiplerini sürekli korumuştur. Tekkesinde sürekli olarak burçak çorbası kaynatmış gelen giden herkesin bu çorbadan içmesini sağlamıştır. Hacı Bayram Veli, "emanet" kavramının önemi üzerinde durmuş dinin ve bedenin insanda bir emanet olduğuna dikkat çekmiştir. Bu özelliklerinden dolayı halk arasında sevilip sayılan biri olmuştur.
Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethedeceğini Fatih'in babası olan II. Murat'a söylediği rivayet edilen Hacı Bayram Veli, 1429'da Ankara'da vefat etmiştir. Türbesi de Hacı Bayram Camisi'ne bitişik olup Hacı Bayram Veli Türbesi olarak geçmektedir.
Hacı Bayram Veli'nin günümüze kadar ulaşmış aruz ölçüsüyle iki; hece ölçüsüyle de yazdığı üç şiiri bulunmaktadır.
BİLMEK İSTERSEN SENİ
Hacı Bayram Veli
Örnek 2
N'OLDU BU GÖNLÜM
Hacı Bayram Veli
Tebaan içinde herkesin yerini tanıyıp bil; ileri gelenlere ikramda bulun.
İlim sahiplerine hürmet et.
Cimri ve alçak kimselerle ahbaplık kurma.
Yaşlılara saygı duy; gençlere sevgi göster.
Halka yaklaş, fasıklardan uzaklaş, iyilerle düşüp kalk.
Kimseyi küçümseyip hafife alma.
Sırrını kimseye açma.
İyice yakınlık peyda etmedikçe kimsenin arkadaşlığına güvenme.
Seni ziyarete gelenlere faydalanmaları için ilimden bir şey öğret.
Kişilere yemek ikram et. İhtiyaçlarını temin et.
Kişilerin değer ve itibarını iyi tanı ve kusurlarını görme.
Halka yumuşak muamele et, onlara müsamaha göster.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder