Guy de Maupassant (1850-1893)

guy de maupassant

5 Ağustos 1850'de Fransa'da Parisli bir borsa oyuncusunun oğlu olarak dünyaya gelir. Babası Gustave, edebiyatta meraklı bir burjuva olan Laure ile evlenmiş olsa da evlilikleri yürümediğinden çiftler boşanır. Guy de Maupassant, ilk eğitimini yaşadıkları kırsal kasabada bir kilisede alır. Bu yıllarda dine karşı olumsuz düşünceler içerisine girer. İlahiyat okuluna gönderildiyse de oradan kovulur. Sonrasında Rousen Lisesi'nde öğrenimine devam eden Guy de Maupassant, bu öğrenimi sırasında şiire yönelir.

Maupassat, Tanrı'ya inanmadığı gibi onun varlığını inkâr eder. Dine aldatmaca gözüyle bakar ve dine saldırır. Evreni de kör ve bilinmez güçlerin zincirden boşanması olarak görür.

Maupassant, ülkesinin Prusya ile yaptığı savaştan sonra Denizcilik Bakanlığı'nda çalışmaya başlar. Bu dönemde edebiyat konusunda her zaman kendisine rehberlik yapan Flaubert'le tanışır. Flaubert'in yardımıyla da İvan Turgenyev ve Emile Zola ile tanışır. Böylece natüralizme de aşina olur. Bu arada birçok kısa oyun ve şiir kaleme almışsa da başarılı olmaz.

Guy de Maupassant, asıl verimli dönemini 1880-1891 yılları arasında yaşar. Bu dönemde yaklaşık 300 öykü ve 6 roman yayımlar. Şiir konusunda fazla başarılı olamayınca öykü ve romana yönelir. Gustave Flaubert'in tavsiyesiyle kısa öykücülük alanında kendine has bir üslup geliştirir.

En etkili öykülerini 1881-1886 yılları arasında yazar. Son romanlarında sosyete dünyasına has yaşantıları kaleme alır. İngiltere, İtalya, Cezayir gibi yerleri gezen Guy de Maupassant, hemen hemen her gezisinde yeni eserler kaleme alır.

19. yüzyıl Fransız edebiyatının önemli realist ve natüralist roman ve öykü yazarları arasında yer alır. Guy de Maupassant'ın eserlerinde kırsal kesimde yaşayan köylüler, burjuvalar, bürokrat, memur, büyük mülk sahipleri gibi her sınıftan insana rastlamak mümkündür. Açık, anlaşılır, yalın bir anlatımı tercih eder. Guy de Maupassant'ın eserlerinde üslup, gözlem ve içerik unsurları büyük bir uyum içerisinde yer alır. Natüralizmin etkisiyle yapıtlarındaki kişileri yaşadıkları yerlerle birlikte ele alır.

Öykü türüyle tanınan Maupassant, "Maupassant tarzı olay hikâyesi" denilen bir tarz oluşturur. Hikâyelerinde merak unsuru ve sürükleyicilik ön plandadır. Hikâyelerinin merkezinde de "olay" unsuru yer alır. Hikâyeleri olay ağırlıklı olduğundan hikâyelerinde giriş, gelişme ve sonuç kısımlarına özellikle dikkat eder.

İlk gençlik yıllarından beri sürekli baş ağrısıyla mücadele etmek zorunda kalması Maupassant'ta derin bir hasar oluşturur. Ömrünün sonlarında kendini büyük bir boşlukta gören Guy de Maupassant, hastalığının etkisiyle 1892'de aklını yitirip intihara teşebbüs eder. Bu ara iyileşeceği umuduyla uzunca bir deniz yolculuğuna çıkar. Bundan da bir sonuç alamayan ve bir daha düzelmeyen Guy de Maupassant, 1893'te 42 yaşındayken Paris'te ölür. Maupassant, Paris'te yer alan Montparnasse Mezarlığına defnedilir. Kısacası Maupassant, kısacık ömrüne sayısız eserler sığdırabilmiş ender sanatçılar arasında yer alır.

 

En Önemli Eserleri

Ay Işığı (öykü)

Kartopu (öykü)

Tombalak (öykü)

Güzel Dost (roman)

Bir Hayat (roman)

Ayrıca bakınız


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder