19. yüzyılda yaşamış olan ve yaşamı
hakkında çok fazla bilgi olmayan Erzurumlu Emrah, Erzurum'da doğmuş yine burada
medrese eğitimi görmüştür. Daha sonra Nakşibendî tarikatına girmiş Arapça ve
Farsça sözcükler ile aruz veznini öğrenmiştir.
Ömrünün büyük bir kısmını Sivas,
Kastamonu, Tokat, Konya, Niğde gibi şehirlere yaptığı geziler başta olmak
üzere seyahatte geçirmiştir. Karısının vefatıyla Sivas'tan Niksar'a geçmiş
hayatının diğer kısmını burada devam ettirmiştir.
Aldığı medrese eğitimi onu diğer halk
şairlerinden ayırmıştır. Divan ve tasavvuf geleneğine özenmiş bu vadide
eserler vermiş olan Erzurumlu Emrah divan şiirini ve aruzu en fazla kullanan
saz şairidir. Buna rağmen asıl hünerini ve sanatçı kişiliğini hece ölçüsü ile
yazmış olduğu semai ve koşmalarında göstermiştir.
Hem divan hem de halk şiiri tarzı eserler
kaleme almış olan Erzurumlu Emrah'ın lirik ve akıcı bir üslubu vardır. Hece
vezni ile şiir söylediği gibi arûz veznini de ustaca kullanmış, hatta divan
şiiri üslûbuyla gazeller söylemekten geri kalmamıştır.
Şiirleri "Divanı Emrah" adıyla
yayımlanmıştır. Kısacası Erzurumlu Emrah, bir yüzü Divan Edebiyatı'nda bir yüzü
de Halk Edebiyatı'nda olan bir şairdir.
Başta Fuzuli olmak üzere Baki ve Nedim'den
etkilenmiş olsa da bu tarz yazmaya çalıştığı eserlerinde herhangi bir başarı
gösterememiştir. Tokatlı Nurî, Beşiktaşlı Gedaî gibi halk şairleri üzerinde
önemli etkiler bırakmış olan Erzurumlu Emrah son yıllarını Niksar'da geçirmiş
1860'ta ölmüştür.
Örnek 1
GÖNÜL GURBET ELE ÇIKMA
Gönül gurbet ele çıkma
Ya gelinir ya gelinmez
Her dilbere meyil verme
Ya sevilir ya sevilmez.
Yöğrüktür bizim atımız
Yardan atlattı zatımız
Gurbet ilde kıymatımız
Ya bilinir ya bilinmez.
Bahçemizde nar ağacı
Kimi tatlı kimi acı
Gönüldeki dert ilacı
Ya bulunur ya bulunmaz.
Deryalarda olur bahri
Doldur ver içeyim zehri
Sunam gurbet elin kahrı
Ya çekilir ya çekilmez.
Emrah der ki düştüm dile
Bülbül figan eder güle
Güzel sevmek bir sarp kale
Ya alınır ya alınmaz.
Erzurumlu Emrah
TUTAM YÂR ELİNDEN TUTAM
Tutam yâr elinden tutam
Çıkam dağlara dağlara
Olam bir yaralı bülbül
İnem bağlara bağlara
Birin bilir birin bilmez
Bu dünya kimseye kalmaz
Yâr ismini desem olmaz
Düşer dillere dillere.
Emrah eder bu günümdür
Arşa çıkan tütünümdür
Yâra gidecek günümdür
Düşem yollara yollara.
DEDİM DİLBER SEN DE SEVDAKAR
Dedim: Dilber, sen de sevdakâr mısın?
Dedi: Senden evvel nâra ben yandım.
Dedim: Doğru söyle, bana yâr mısın?
Dedi: Sadık yârim, gönülde andım.
Dedim: Gel, ağyarı feramus eyle!
Dedi: Terk eyledim, gönlüm hoş eyle.
Dedim: Gam-ı aşkı sen de nuş eyle.
Dedi: Çoktan anı nus edip kandım.
Dedim: Germanına benler dizilmiş.
Dedi: Görenler bağrı ezilmiş.
Dedim: Mahmur musun gözler süzülmüş?
Dedi: Hâb-ı nazdan yeni uyandım.
Dedim: Emrah gibi var mı âşıkın?
Dedi: Elbet benim senin lâyıkın.
Dedim: Halinden bil bağrı yanığın!
Dedi: Bilmez idim, şimdi inandım.
Erzurumlu Emrah
BİR NAZENİN BANA GEL GEL EYLEDİ
Bir nazenin bana gel gel eyledi
Varmasam incinir, varsam incinir.
Nazik miyanından, ince belinden
Sarmasam incinir, sarsam incinir.
Kaşına çekilmiş kudret kalemi
Görmemiş dünyada derd ü elemi
Her sabah her sabah verir selâmı
Almasam incinir, alsam incinir.
Yine görünüyor yârin illeri
Başımızda esen sevda yelleri
Yârın bahçesinde konca gülleri
Dermesem incinir, dersem incinir.
Nereden nereye sevmişim onu
Ateşi koymuyor yakıyor beni
Âşık Emrah sever böyle bir canı
Sevmesem incinir, sevsem incinir.
Erzurumlu Emrah
ÇAĞRIŞIR BÜLBÜLLER GELMİYOR BAĞBAN
Çağrışır bülbüller gelmiyor bağban
Hoyrat dost bağından gül aldı gitti
Yüz bin mihnet çektim bir bağ bezettim
Yari ben besledim el aldı gitti
Nice mihnet çektim bin daha gerek
Hayli ômür ister bir daha görek
Nazlı yârim aldı o kanlı felek
Aktı gözüm yaşı sel oldu gitti.
Nazlı yardan kem haberler geliyor
Dostlarım ağlıyor düşman gülüyor
Dediler ki sefil Emrah ölüyor
Kimi kazma kürek bel aldı gitti
Erzurumlu Emrah
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder