GÖNDERGESEL İŞLEV
- Dilin bilgi verme işlevidir.
- Bir iletide dilin göndergeyi olduğu gibi ifade
etmesi için düzenlenmesidir.
- Göndergesel işlevde nesnellik ön plandadır.
Göndergesel işlev, gözlemlenebilir, doğruluğu ve yanlışlığı kanıtlanabilen
bilgiler içerir.
- Deneysel bilgide dil genellikle göndergesel işlevdedir.
- Öznellik ve duygusallık göndergesel işlevde
görülmez.
- Dil, daha çok süsten uzak, mecazsız ve
dolambaçsızdır.
- Cümleler, genellikle kısa, net ve anlaşılırdır.
- Öğretici metinler, ansiklopediler, kullanma
kılavuzları göndergesel işlev örneklerini oluşturur.
Hava, çeşitli gazlardan meydana gelmiş bir
karışımdır.
Abanın kadri yağmurda bilinir: Bir şeyin
değeri ancak ona ihtiyaç duyulduğunda anlaşılır.
İstanbul, 1453 yılında fethedilmiştir.
Türkiye, yedi coğrafi bölgeye ayrılır.
Tiyatro, görsel sanatlara ait bir türdür.
Türkiye'nin başkenti Ankara'dır.
Tarih, geçmiş zamanlarda yaşayan insan
topluluklarının her türlü faaliyetlerini yer ve zaman bildirerek, sebep-sonuç
ilişkisi içinde anlatan bilim dalıdır.
HEYECANA BAĞLI İŞLEV
- İletinin içeriğine karşı göndericinin duygu ve
heyecanını yansıtır.
- Heyecana bağlı işlevde yorum ve lirizm ön plana
çıkar.
- Korku, heyecan, üzüntü, şaşma, seslenme vb.
duygular ağırlıktadır.
- Öznellik esastır.
- Özel mektuplarda, bazı romanların giriş
kısımlarında yer alan betimlemelerde, lirik şiirlerde dil, heyecana
bağlı işlevde kullanılır.
- Ünlem cümlelerinin hepsinde mutlaka bu işlevden bir kesit vardır.
Eyvah çantamı arabada unutmuşum!
Ne güzel günlerdi o günler vay be!
Ey Türk istikbalinin evlâdı!
Aaa, kaza yaptı!
Eyvah, ne yer kaldı ne yar!
(...)
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben,
Elverir ki bir gün bana derinden
Ta derinden bir gün bana "Gel" desin
(Ahmet Kutsi Tecer)
(...)
Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak,
Ben aşkımla bahar getirdim sana;
Tozlu yollarından geçtiğim uzak
İklimden şarkılar getirdim sana.
(Ahmet Muhip Dıranas)
(...)
Yeni mektup aldım gül yüzlü yârdan
Gözletme yolları gel deyi yazmış
Sivralan Köyü’nden bizim diyârdan
Dağlar mor menevşe gül deyi yazmış
(Âşık Veysel)
Not: Bütün şiirlerde dil heyecana bağlı işlevde
kullanılmayabilir.
ALICIYI HAREKETE GEÇİRME İŞLEVİ
Dilin bu işlevinde bütün amaç alıcıyı harekete geçirmektir. Hedef kitlede (alıcı) bir davranış değişikliği meydana getirmek amaçlanır. Siyasi partilerin mitingleri, reklam afişleri, broşürler ile "veda hutbesi" dilin alıcıyı harekete geçirme işlevine güzel birer örnektir.
Alıcıyı Harekete Geçirme Örnekleri
Çocuklar, merasim başlamak üzere hemen
aşağıya inin!
İnsanlar! Geliniz, toplanınız, dinleyiniz!
Evimizi derhal terk et!
Veda Hutbesi
"Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.
"İnsanlar! Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur. (Alıcıyı harekete geçirme işlevi)
"Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki burada bulunan kimse, bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur. (Alıcıyı harekete geçirme işlevi)
"Ashabım! "Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir. Lakin anaparanız size aittir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız. (Alıcıyı harekete geçirme işlevi)
"Ey insanlar! "Muhakkak ki şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dinimizi korumak için bunlardan da sakınınız. (Alıcıyı harekete geçirme işlevi)
"Ey insanlar! "Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emri ile helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırsa Allah size onları yataklarında yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve âdete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir. (Alıcıyı harekete geçirme işlevi)
"Ey müminler! "Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah'ın kitabı Kur an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir.
"Müminler! "Sözümü iyi
dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Müslüman Müslüman'ın kardeşidir ve böylece bütün
Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman'a kardeşinin kanı da malı da helal
olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır. (Alıcıyı
harekete geçirme işlevi)
(...)
"İnsanlar! "Yarın beni sizden soracaklar ne diyeceksiniz? Sahabe-i kiram hep birden şöyle dediler; "Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye şehadet ederiz". Bunun üzerine Resul'i Ekrem Efendimiz şehadet parmağını kaldırdı, sonrada cemaatin üzerine çevirip indirdi ve şöyle buyurdu:
"Şahid ol Yarab! Şahid ol yarab!
Şahid ol yarab!"
KANALI KONTROL İŞLEVİ
- Herhangi bir iletişim sırasında kanalın iletiyi
iletmeye uygun olup olmadığını öğrenmek amacıyla dil, kanalı kontrol
işlevi üstlenir.
- Kanalı kontrol işlevinde iletişimin kendisi asıl
amaçtır.
- Bu işlev, gönderici ile alıcı arasında iletişimin
yapılış şeklini sorgular.
- Kanalı kontrol işlevinde iletişim sağlanabiliyor
mu devam ediyor mu kopuk mu? şeklinde sorulan soruların yanıtını bulmak
önemlidir.
- Dilin kanalı kontrol işlevi daha çok soru
cümlelerinde yer alır. Cevap, evet veya hayır şeklinde ortaya çıkar.
- Törenlerde, toplantılarda, cami vaazlarında, sınıf bağlamında öğrenci-öğretmen ilişkilerinde kanalı kontrol işlevine sıkça başvurulur.
Öğretmen, törendekilere: "Sesim geliyor mu?" (evet veya hayır)
Vaiz, cemaate: "Dışarıda kalanlar sesimi duyabiliyor musunuz?" (evet veya hayır)
Öğretmen, öğrencilere: "Söylediğim konulara çalıştınız mı?" (evet veya hayır)
(Yukarıda sorulan sorulara bir cevap
arandığından dil kanalı kontrol işlevinde kullanılmıştır. Birinci örnekte
öğretmen sesinin törendekilere gidip gitmediğini öğrenmek, ikincisinde vaizin
sesinin cami cemaatince duyulup duyulmadığını, üçüncüsünde ise öğretmen,
öğrencilerin konulara çalışıp çalışmadığını öğrenmek istemektedir. Yani dil her
üç cümlede de kanalı kontrol işlevinde kullanılmıştır.)
DİL ÖTESİ (ÜST DİL) İŞLEVİ
- Dil ile ilgili bilgilerin verildiği işlevdir. Bir
nevi konu başlığının tersidir.
- Dilin yine dil ile açıklanmasıdır.
- Daha çok bilimsel metinlerde ve öğretme amaçlı konuşmalarda karşımıza çıkar.
"Güzel insanlar elbette güzel düşünür." "güzel" sözcüğü önce sıfat sonra da zarf olarak kullanılmıştır.
Türkçede başlıca ekler, yapım
ve çekim ekleridir.
Sözcükler, temelde isim ve fiil olmak üzere ikiye ayrılır.
Sözcüğün temel anlamından uzaklaşarak kazandığı yeni anlama yan anlam denir.
Bir bilim, sanat, meslek dalıyla ilgili özel kavramları karşılayan sözcüklere terim anlam denir.
Yüklemde bildirilen eylemi yapan
varlığa özne denir.
ŞİİRSEL (SANATSAL) İŞLEV
Dilin edebi ve sanatsal özellikli metinlerde kullanılan işlevidir. Burada ileti, kendi dışında herhangi bir şeyi yansıtmaz. Yani iletinin göndergesi bizzat kendisidir. Şair, kurmacaya ulaşmayı hedeflemektedir. Şair, iletisini seçtiğinde sözcüklerde seçiciliğe yönelir, sonrasında da bir ahenge ulaşmaya çalışır. Edebi sanatlar, mecazlar, imgeler ve çağrışımlar şiirsel (sanatsal) işlevde önemli unsurlardır. Edebi metinlerde de dil şiirsel işlevde kullanılır.
Not: Herhangi bir metin veya konuşmada dil, tek bir işlevde kullanılabildiği gibi birden çok işlevde de kullanılabilir.
Şiirsel (Sanatsal) İşlev Örnekleri
Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
(…)
KIR UYKUSU
Ne hoştur kırlarda yazın uyumak!
Bulutlar ufukta beyaz bir yumak,
Ağaçlar bir derin hulyaya varmış,
Saçında yepyeni teller ağarmış.
Baş yorgun, yaslanır yeşil otlara,
Göz dalgın, uzanır ta bulutlara.
Öğleyin bu uyku bir aralıktır,
Saf hava bir kanat gibi ılıktır.
Zaman gönülde ne varsa diner,
Yüzlere tülümsü bir buğu iner.
Erirken sıcakta yaz kokuları,
Ne hoştur, ne hoştur kır uykuları!
(Ahmet Kutsi Tecer)
Not: Şiirsel
(sanatsal) işlev bütün manzum parçalarda olmayabilir.
teşekürler edebiyat okulu dersi kaçırıştım. çok işime yaradı devamı gelsin
YanıtlaSil